Baran 1
yaşını doldurduktan sonra, uzun bir yaz tatili öncesi 1 yaş kontrolü için
doktorumuzu ziyaret ettik. Mevcut diyetimizle alerjiyi kontrol altına almıştık,
doktorumuzla yavaş yavaş keçi ürünlerini denemeye başlasak mı diye konuşsak da,
yaz boyunca doktorumuzu ziyaret edemeyeceğimiz için bu denemeleri yaz dönüşü
yapmaya karar verdik.
Yaz dönüşü,
yaklaşık 3.5 ay sonra doktorumuza muayeneye gittiğimizde Baran'ın kilo alımının
durduğunu hatta yaz başındaki kilosunun altında olduğunu sadece boyunun
uzadığını gördük. Boyunun uzaması büyümenin durmadığını gösteriyordu ama kilo
alımının durması bir soru işaretiydi.
Yazın
çocuklar iştahsız olurlar evet, sıcakta yemek yemek yedirmek zor olur, kabul
ediyorum. Bir de çok hareket ederler o
da kabul ama yaz boyunca Baran'ın kilo almamasına karşın bir huzursuzluğum
vardı. Bu tutumum karşısında, bu sıcakta yemez tabii, çocuk çok hareketli, bu
kadar harekete et mi tutar bu çocuk! söylemleriyle karşılaşıyordum. bu
söylemlerin ardına sığınmak istesemde ben yine de bir huzursuzdum. Ne yiyorum
ya da yediriyorum da oluyor ? diye içim içimi kemiriyordu. Arada yine mukuslu
kakalar da yapmıyor değildi, denizde üşütmüştür, diş çıkarıyor diye düşünüp
kendimi avuttuğum zamanlar oldu, benden
başka birinin altını değiştirip kakasını görmediğim zamanlar da , ya da gerçekten diyette bilmeden kaçak yaptığım
günler de.
Aslında,
arkasına sığınacak bahanelerim yokmuş benim, alerjiyle ciddi bir savaş veriyormuşuz
haberim yokmuş.
Doktorumuz
muayene sonunda kan testi ve hemen gaita da kalprotektin baktırmamızı istedi.
Gaita
testini hiç vakit kaybetmeden yaptırdım, sonuç gaitada Kalprotektin çok yüksek çıktı.
Kalprotektinin yüksek çıkması, hatta Kalprotektin de ne demek ? dediğinizi
duyar gibiyim. Ben de bilmiyordum. Kalprotektin
nötrofillerde mevcut olan bir protein. Mukuslu kaka, alerjen gıdanın bağırsak
yüzeyini tahrip etmesi sonucu iltihap oluşmasıyla oluyor. Diyet ile mudahele
edilmezse bağırsak yüzeyinde yaralar açılıyor, kanıyor ve biz bunu kakada
kılcal kanamalar olarak görüyoruz. Bağırsak yüzeyi bu denli tahrip olunca da
bağırsak yüzeyindeki gıdaları emen tüpler görevini yapamaz hale geliyor ve siz
ne kadar faydalı yiyecekler yedirseniz de gıdalar emilmediği için çocukta kilo
alımı duruyor. Alerjinin farkına varılmaz, mukuslu kaka uzun süre devam eder
ise kalınbağırsaklarda da yaralar açılmaya başlıyor ve açılan bu yaralar
sonucunda vücut için faydalı bir protein olan Kalprotektin vücuttan dışkı ile
atılmaya başlıyor. İşte gaita da bakılan kalprotektinin yüksek bir değerde
çıkması, malesef bu tablonun sonucu oluyor.
Testin
sonucundan sonra Baran'a nelerin dokunmuş olabileceğini konuştuk; ben
geçtiğimiz 3 ayı doktorumuza özetledim.
Yaz boyu
her sabah yediğimiz Simit! listede bir numara!, susamın alerik bir besin olduğunu
tabii ki biliyorum ve yemiyorduk ama Baran Hipp ile hazırladığım kaşık
mamalarından sıkılıp, elinin tersiyle kaşıkları ittirmeye başladıktan sonra ona
alternatif kahvaltı arayışına girdim. Su ve unla hazırladığım pancakeleri de 1
gün yedikten sonra tükürmeye başlayınca, bizim gibi kahvaltı yapmaya başladı.
Domates, salatalık, zeytin, kırmızı biber, ekmek. Bir gün sofra da simit gördü,
mama diye istedi, tadına baksın diye biraz verdik ki, o son oldu bir daha
elinden alamadık, sanki aradığı lezzet buymuş gibi çok sevdi. Simit görünce
çıldırıyordu resmen. Her sabah simit almaya gitmek için bizi çekiştiriyordu.
Simit yedirdikten sonra kakada ciddi bir değişiklik olmadı ben de tölere
edebildiğini düşündüğüm için yemesine izin verdim. Bir diğer izin verdiğim şey
de domates oldu. O kadar seviyor ki, o çeri domatesleri ellerinden sularını
akıta akıta yiyordu. Domates büyütmez elbet ama sevdiği birşey diye izin
veriyordum çünkü sürekli aynı şeyleri yemek o kadar sıkıcıydı ki farklı bir
lezzet bulduğunda onu yemek istiyordu.
Turunçgiller,
incir, bazı kırmızı meyveler kiraz, nar gibi arada yediği ve yediğim şeylerdi.
Bu besinlerde alerjiyi tetiklemiş olabilirdi.
Gaita
testinden sonra, süt-süt ürünleri, yumurta, dana eti diyetine ek olarak başta susam olmak üzere, domates, domates
salçası, turunçgiller, tropik meyveler, kırmızı meyveler, kuru yemiş, kuru
incir, kuru kayısı, ceviz, kuru meyveler, kakaoyu da diyet listemden çıkararak
çok sıkı bir diyete girdim.
Tam bir ay,
ne yedim ne yedirdim.
Ekmek
olarak sadece beyaz ekmek tüketiyoruz.
Makarna
grubundan sadece Nuhun Ankara markasını tüketiyoruz çünkü benim bildiğim içinde
yumurta olmayan tek makarna o.
Sebze
yemeklerini zeytinyağ ile pişiriyorum. Zaten başka bir yağ eve girmiyor.
Et olarak
sadece kuzu eti yiyoruz ve kıymalı yemekleri kuzu kıymayla yapıyorum, kuzu
kıymayı da sadece kuzu çekilen makinede çektiriyorum çünkü o kadar kafaya
taktım! Köfteyi kuzu kıyma ile
yumurtasız yapıyorum ve bence tadında hiçbir değişiklik yok.
Tatlı
olarak hayatımda hiçbirşey yok, krize girdiğimde en fazla 1 çay kaşığı bal,
reçel ya da pekmez yiyorum.
Meyve olarak
sadece elma, üzüm ve muz tüketiyoruz.
Sonuç; 1
aylık sıkı diyet sonunda kilo alımı başladı ama daha iyi beslenebilir mi, bence
evet!
Benim için
en zor öğün kahvaltı ! Çünkü süt ve süt ürünlerini ve yumurtayı çıkarınca
kahvaltı da yiyecek pek birşey kalmıyor. Bunlara bir de domates, simit gibi
besinler girince iyice zorlaşıyor.
Baran
alerjiden dolayı 1 yaşına kadar hep bulamaç şeklinde öğünlerini yedi.
Kahvaltısını Hipp tahıllıyla hazırlıyordum, yemekleri buharda pişip blendar
yapılıyordu bu yüzden kaşıkla beslenmekten nefret etti sanırım. 13 aylık
olduğundan beri herşeyi tek tek tane tane yemek istiyor. O yüzden kahvaltı da
zeytin, salatalık, kırmızı biber ve ekmek yiyor. Hepsini tek tek, kendi başına.
Karnı doyuyor mu, doyuyor ama bunlar ne kadar besleyebilir ki??
Öğle ve
akşam yemeklerimizde çok sıkıntı yaşamıyorum. Etli yemekleri kuzu kıyma ile,
sebze yemeklerini de zeytinyağlı yapınca sorun olmuyor.
En çok
pişirdiğim yemekler,
· kabak, biber dolması
· pazı sarma (çok severek yiyor)
· sebzeli bulgur pilavı
· tavuk suyuna şehriye çorba (en
sevdiği çorba)
· ezogelin çorba (tavuk suyu çorbadan
sonra tek içtiği çorba, bence taneli olduğu için bunu seviyor. mercimek, bulgur
ve pirinç koyuyorum)
· kıymalı, patatesli, yeşil mercimek
· yeşil mercimekli bulgur pilavı
· nohut yemeği
· taze fasulye
· makarna (domatesli ve sade)
· fırında havuç, patates
Ara
öğünlerde ise yoğurt yiyemediği için meyve veriyorum, bunlarda muz ve üzüm
oluyor.
Sıkı bir
diyetle geçirdiğimiz 1 ayın sonunda diyetimizi konuşmak, diyetimiz sonuç vermiş
mi görmek, doğru yolda mıyız diye sorgulamak ve yeni yol haritamızı çizmek için bu kez bir alerji profesörüne
gittik.
Doktor
hikayemizi dinleyip, Baran'ı muayene ettikten sonra, ilk önce kan testi yapıp değerleri görmek
istedi. Dana eti, inek sütü, keçi sütü, yumurta sarısı, yumurta beyazı, olmak
üzere birçok değere bakılacak. Çıkacak sonuca göre de kendimize bir yol
haritası çizeceğiz. Doktor, yumurta değil ama süt alerjisinin geçmiş
olabileceğini düşünüyor. Sonuçlara göre ufak ufak keçi sütü ve keçi ürünleri
ile denemelere başlayabiliriz.
Doktorumuzun
ilk önerilerinden biri alerjik mama takviyesi oldu. Bu benim de doktorumuza ilk
sorduğum şey buydu, mamaya başlayabilir miyiz??. En azından kahvaltıda bile
alsa benim için yeterliydi. Kahvaltıda ve ara öğünlerde başlayalım diye
konuştuk.
Doktorumuz
bir de keçi sütü denemelerine başlayıncaya kadar, Pirinç sütü ile Baran'a pancake,
kek ve irmik tatlısı gibi ara öğünler önerdi. Pirinç sütü mü? dedim. İlk defa
duyuyordum, hiçbir zararının olmadığını direkt kendimde denemeden bile Baran'da
başlayabileceğimi söyledi çünkü zaten pirinç tüketiyor ve pirince karşı bir
alerjisi yok. Nasıl sevindiğimi anlatamam, içinde süt geçen yemekler konuşmak
bile beni oldukça heyecanlandırmıştı!
Kan
tahlilleri çıkıncaya kadar alerji mamasını da öğünlere dahil ederek
doktorumuzun yönlemdirmesi ile ana ve ara öğünlerimizi düzenledik.
Beni
inanılmaz mutlu eden bir önerisi daha oldu doktorumuzun o da besin alerjili
çocuklar için özel hazırlanmış bu tarif kitabı. Kitabın yazarı da bir alerji
profesörü! Kitabın içindeki tarifler o kadar güzel düzenlenmiş ki, yaş
aralıklarına ve alerji çeşitlerine göre tarifler ayrılıyor, aynı zamanda
çorbalar, yemekler ve pastalar olarak da ayrılmış. Alerjinize göre
seçebileceğiniz kolay, pratik tariflerden oluşuyor. Böyle bir kitabın varlığını
duyunca nasıl sevindiğimi anlatamam, beni alerjiyle uğraşan anneler çok iyi
anlayacaktır.
Muayeneden
çıkınca ilk işim koşarak bu kitabı almak oldu. İlk geceden kitaptaki tarifleri
denemeye başladım bile, evde kek kokusu var ! bize uygun diğer tarifleri ise denemek
için sabırsızlanıyorum.
Umarım kan
tahlillerimiz çıkıncaya kadar planlandığımız günlük programımıza uyarak biraz
daha toparlanırız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder