30 Ocak 2014

İyi ki Doğdun Oğlum !


15 Kasım 2012 15:09'da bir meleği, seni verdiler kollarıma, yanağın yanağıma değdi, o mis kokunla, ağlarken titreyen dudaklarınla titrettin içimi, tarifi olmayan bir aşktı bizimkisi...



Uzun, kıskandıran bakışmalarımız başladı sonra, anne kokusuyla göğsümde uyuyakalmaların harikaydı. İlk gülümsemenle, ilk agularla çılgına döndüm sonra. 


27 Ocak 2014

Oyun Parkı



Bebeklerin en tehlikeli ve dikkat isteyen zamanı, emeklemeye başlamalarıyla başlayan ve ilk adımlarını atmalarıyla devam eden dönem sanırım. Anne olduğumda ilk günlerdeki şaşkınlığım, sürekli emzirme -gaz çıkarma- uyutma üçgeni, gece uyanmaları, uykusuzluk, bebek uyurken yemek mi yesem, ben de mi uyusam yoksa duş mu alsam telaşları, derken en zor günlerin bu günler olduğunu düşünüyordum. Zaman geçtikçe oğlum büyüyecek ve herşey daha kolay olacaktı, buna inanıyordum. Geceleri uykumdan kalkmayacaktım, daha az yorulacaktım, bu kadar sık emzirmeyecektim, hele bir de yürümeye başladığı  zaman sürekli kucakta taşımayacağım için bel ağrılarım da bitecekti, diye düşünüyordum fakat bebeğim büyüdükçe ve hareketlenmeye başladıkça tam tersine herşey daha da zorlaşmaya başlamıştı !

İlk aylarda bıraktığım şekilde uyuyordu ya da bıraktığım yerde kalıyordu, sadece bakışıyorduk J ne kadar da kolaymış! Ellerini ayaklarını keşfetmesiyle hareketlenmeler, yattığı yerde dönmeye başlamalar, emeklemeye çalışmalar derken bebeğimden biran gözümü ayıramaz olmuştum. 8. Ayını doldurduğunda artık sürekli emeklemek istiyordu, geceleri uyurken bile yatağında bir uçtan bir uca emeklemeye çalışıyordu, şaka yapmıyorum oğlum uykusunda! emekliyordu, kafası yatağın başına dayanıp daha fazla gidemeyince de ağlamaya başlıyor ve uyanıyordu. Sabaha kadar 7-8 kez uykumdan uyanıp, tekrar oğlumu uyutmaya başlamıştım,inanılmaz yoruluyordum.

Yaz başında 7 aylıkken henüz sadece emekleme pozisyonunda yaylanabilen oğlum, uzun bir yaz tatilinin sonrasında 10 aylık olduğunda inanılmaz hızlı emekliyordu, ellerinden tuttuğumuzda ise ayakları arasıra üst üste gelse de ilk adımlarını atıyordu. 


24 Ocak 2014

Minik ayaklar, ilk adımlar !





İlk agu, ilk gülümseme, ilk emekleme, ilk dişler, ilk kelimeler veee şimdi de ilk adımlar ! oğlum büyüyoor!

Bebeklerimizin her geçen gün  büyüdüğünü gösteren anlatması zor mutluluk evrelerini hepimiz yaşıyoruz, heyecanlanıyoruz fakat süphesiz ki  sağ sola sallanarak, her an düştü düşecek şeklinde atılan ilk adımları, bebeklikten çocukluğa geçisi simgeleyen en büyük gelişmeleri oluyor.

Kaan oyun parkında ilk adımlarını atmaya başladığında, çılgına dönmüştüm. Artık hayalimdeki gibi evin içinde pıtır pıtır yürüyerek arkamdan gelecekti, ben salonda otururken birden salonun kapısında belirecekti, kıyafetlerimden beni çekiştirecekti.  Çok heyecanlıydım ama aynı zamanda bu gelişimi beni beraberinde bir sürü soruyla baş başa bırakmıştı. Nasıl bir ayakkabı almalıydım?, ilk adım ayakkabısı dedikleri şey neydi ? Ortopedik bir ayakkabı mı olmalıydı? Yoksa kıyafetlerine uyumlu renk renk ayakkabılar alabilirmiydim?


23 Ocak 2014

izleyiciler Eklentisini Geri Getirmek ve com.tr Yonlendirmesini Engelleme



Ülkeye özel domain yönlendirmesi, dün itibari ile blogspot.com olan uzantıları blogspot.com.tr  ile değiştirdi. Bununla beraber Google Friend Connect kısaca İzleyiciler eklentisi hata mesajı vermeye başladı.
Sizde eğer .com.tr yönlendirmesini engellemek istiyorsanız aşağıdaki adımları basitçe takip ederek, sitenizin .com ile bitmesini sağlayabilirsiniz.

  1. Blogger Kumanda paneline girin ve Şablonu ve HTML Düzenleyi Tıklayın.
  2. Kod ların yazdığı bölümü tıklayın ve daha sonra CTRL+F ye birlikte basarak Search kutucuğunu açın.
  3. Buraya <head> kodunu yazın ve altına aşağıdaki kodlarını yapıştırın


<script type='text/javascript'> var str= window.location.href.toString(); if ((str.indexOf('.com/'))=='-1') { var str1=str.substring(str.lastIndexOf(".blogspot.")); if (str1.indexOf('/')=='-1') { var str2=str1; } else { var str2=str1.substring(0,str1.indexOf('/')+1); } window.location.href =window.location.href.toString().replace(str2,'.blogspot.com/ncr/'); } </script>

      4.    Şablonu Kaydete Tıklayın.


Artık blogunuzu eskisi gibi .com uzantılı olarak kullanabilecek ve Google Friend Connect sorunsuz çalışacaktır.






22 Ocak 2014

Kahvaltı Zamanı ! 7. Ay



Ek gıdaya geçiş dönemimiz üzerinden 1 ay geçmişti ve her geçen gün yeni beslenme şeklimize daha da çok alışıyorduk, meyveye bayılıyor, tam bir bardak yoğurdumuzu bitiriyor, sebze çorbasını ise başından beri çok seviyorduk.  Her geçen ay ile birlikte beslenme şeklimiz değişiyor, öğünlerimiz artıyor ve çeşitleniyordu,  oğlum büyüyordu! :)

Sebze çorbaları, meyve saatleri, akşam üstü yoğurdu derken,  sıra gelmişti kalvaltı ile tanışmaya :) Kaan 7 aylık olduğu zaman artık beslenmemize bir de kahvaltıyı eklemiştik. Koca çocuklar gibi kahvaltı yapacağına inanamıyordum, çok hoşuma gidiyordu ama yine beni bir telaş almıştı. Ne yiyecekti, sevecek miydi, sabahları emmeye alışık olduğu için kahvaltıyı kabul eder miydi ? Doktorumuzun da yönlendirmesi ile aşağıdaki kahvaltı menüsünü oluşturduk.


20 Ocak 2014

Hamilelik


Hamilelik bir kadının yaşayabileceği en özel, en duygusal, en kutsal dönem bence. Duygusallığın zirve yaptığı, hiç tahmin etmediğin şeylere ağladığın, kendine hiç olmadığı kadar dikkat ettiğin, kendi yeterliliğini sorguladığın, ultrasondaki o nokta kadar halinden kaç cm olduğunu görmek için doktor kontrollerini iple çektiğin, hiç olmadığın kadar araştırmacı olduğun, hiç olmadığı kadar sağlıklı beslendiğin, ayları unutup haftaları konuşmaya başladığın, ona kavuşmak için gün saydığın, bebeğini sağlıkla kucağına almak için hergün dua ettiğin ve en önemlisi bu şansa sahip olduğun için hergün şükrettiğin...



Hamilelik dönemi her anne adayı için çok farklı  geçiyor, kimi mide bulantısından ve kusmaktan kafasını kaldıramıyor, kimi mide bulantısı nedir bilmiyor, kimi düşük tehlikesi ile yataktan kalkmadan haftalarca yatıyor, kimi yaşadığı kanamalardan yüreği ağzında yaşıyor, kimi şiddetli bel ağrıları çekiyor, kimi erken doğum tehlikesi ile kıpırdamadan yatıyor  ama hepsi yeter ki O’nu sağlıkla kucağıma alayım, gerisi boş diyor.
Benim hamileliğim birkaç yürek hoplaması yaşamamızın dışında iyi geçiyordu,şanslı hamilelerdendim diyebilirim. Hamileliğin ilk 3 ayında görülen mide bulantısını ben yaşamadım ve hiç kusmadım şükürler olsun ki. Normal hayatıma devam ediyordum. Taki 12. Haftaya kadar... İşe giderken bir trafik kazası geçirdik, yüzümü ve dizimi çarpmıştım o şokla karnımı çarpıp çarpmadığımı bile hatırlamıyordum, o an sadece bebeğime birşey olmamış olması için dua ediyordum, ambulanstan önce gelen kocam beni hemen hasteneye götürdü, biran önce doktorların bebeğimin iyi olup olmadığını kontrol etmelerini ve bana herşey yolunda demelerini istiyordum. Kocam nerdeyse benden beter haldeydi çünkü onu sabah sabah yatağından trafik kazası geçirdim telefonuyla uyandırmıştım, elimi tutuyor, tedirginliğini bana belli etmemeye çalışıyordu. Bebeğimin kalp atışlarını duyduğum an! bütün sinirlerim boşalmış ve ağlamaya başlamıştım, şükürler olsun ki iyiydi... O günden sonra bir an bile yaşadığım kaybetme korkusu bebeğime daha da bağlamıştı beni. Uzun bir süre bu kazanın psikolojisini malesef  atlatamadım, her arabaya bindiğimde korktum, ani bir frende hep karnımı tuttum.

17 Ocak 2014

Ek Gıdaya Geçiş



Ek gıdaya geçiş dönemi biz anneler için heyecenlı ve bir o kadar da kafa karıştırıcı bir dönem olabiliyor. Hele bir de bebeğimiz ilk 6 ay boyunca sadece anne sütü ile beslendiyse!

Hangi sebzelerle başlanmalı?  blendır kullanmalı mı ? küçük parçaları yutabilir mi? sever mi? yer mi? derken kafada bir sürü soru oluşuyor???En yakın arkadaşlara(annelere)danışılıyor, internetten araştırmalar yapılıyor.

Kaan 6 ay boyunca anne sütü haricinde hiçbirsey tatmamıştı, su bile, bu yüzden ek gıdaya geçtiğimizdeki tepkisini çok merak ediyordum. Doktorumuzun yönlendirmesiyle ek gıdaya;

15 Ocak 2014

Mustela


Hamilelik dönemimde alışveriş listemi her anne gibi bende detaylı bir araştırma yaparak, tecrübeli annelerle konuşarak, benimle aynı zamanda hamile olan arkadaşlarımla paylaşımlarda bulunarak oluşturmuştum.  Alışveriş listesindeki  günlük bebek bakım ürünleri kısmı için tecrübeli ve bir o kadar da titiz bir arkadaşım bana Mustela ürünlerini tercih etmemi önermişti. Mustela ürünlerinden temizleme, banyo ve nemlendirici ürünlerini ise özellikle tavsiye etmişti. Tam da o dönemde eşim Fransa’ya gidecekti, bu vesile ile arkadaşımın önerdiği ürünleri alması için bir liste yapmıştım. Eşim seyahatten 1 valiz dolusu Mustela ürünüyle dönünce şok oldum, bu da lazım olabilir, bu listeye yazılmamış olabilir derken karar veremeyip Mustela’nın tüm ürünlerini ikişer üçer almıştı. Bense 1 valiz dolusu Mustela ürünleriyle ne yaparım diye şaşkın şaşkın bakakalmıştım.




Kaan doğunca kullanmaya başladığım banyo ve temizleme ürünlerinden çok memnundum fakat günlük nemlendiricisini düzenli bir şekilde kullanmama rağmen Kaan’ın cildindeki kuruluk geçmiyordu. Oğlumun cildinin çok kuru olduğunu düşünerek daha yoğun ve daha sık kullanmaya başlamıştım, fakat cildindeki kuruluk devam ediyordu. Devam eden cilt kuruluğu ve diğer şikayetlerimiz için doktorumuza kontrole gitmiştik. Tüm belirtiler alerjik bir bünyeye sahip olduğunu gösteriyordu, cildi çok hassastı. Doktorumuz Kaan’ın cildi için atopik ciltlere özel bir nemlendirici kullanmam gerektiğini söyleyerek Mustela’nın Stelatopia ürününü önermişti. Mustela’nın bebek ve çocuklarda cilt problemlerine yönelik bakım ürünleri de mevcut, bu ürün de onlardan biriydi.Evde 1 valiz dolusu Mustela ürünü vardı ve içinde doktorumuzun önerdiği nemlendirici de mutlaka olmalıydı çünkü eşim eczanedeki tüm ürünleri almıştı! Bu düşüncelerle doktordan dönerken eczaneye uğrama ihtiyacı bile duymamıştım, çok rahattım çünkü ihtiyacım olan kreme sahip olduğuma neredeyse emindim. Eve gelince hemen Kaan’ın odasındaki Mustela dolabını J açtım ve tüm ürünlere tek tek baktım fakat herşey vardı bir tek ihtiyacım olan Stelatopia yoktu!


13 Ocak 2014

İnek Sütü Alerjisi



Bebeklerde en sık rastlanan alerji türü inek sütü alerjisidir. 'İnek sütü proteini alerjisi'ni çoğu anne-baba bilmiyor, ilk bebek tecrübesi yaşıyorlarsa ya da çevrelerinde bu alerjiyi deneyimlemiş aileler yoksa  haberdar olma oranları da düşük oluyor.Hatta bu alerji teşhisini bazen doktorlar bile koymakta geç kalabiliyor. Neyseki biz çok şanslıydık ve doktorumuz tarafından hemen uyarıldık. İnek sütü içindeki proteine karşı vücutta gelişen tepkilere 'inek sütü proteini alerjisi' deniyor. Bu alerji inek sütünün bebeğe direkt verilmesi ile olabileceği gibi, anne sütü ile beslenen bebeklerde annenin diyetindeki inek sütü içeren gıdaların bebeğe emzirme yolu ile geçmesi sonucu da ortaya çıkabiliyor. Aynı zamanda çoğu hazır mama da inek sütü proteinleri içermesi sebebiyle de mama ile beslenen bebeklerde de alerji görülebiliyor. Peki bebeğimizde inek sütü allerjisi olup olmadığını nasıl anlayacağız?



Alerjinin en belli başlı belirtileri;  



İnek sütü allerjisinin belirtileri bebeğe göre ve alerjinin ağırlık derecesine göre değişiklik gösterebiliyor. Bazı bebeklerde birden fazla belirti görülürken bazılarında sadece bir belirti görülebiliyor.



12 Ocak 2014

Merhaba...


Üniversitede İngilizce işletme okurken pazarlama alanında uzmanlaşmış, yetmemiş bir de işin mutfağını görmek istemiş ve Reklam tasarımı ve iletişimi bölümünde okumuş, kariyer hedefleri yüksek, çalışmayı çok seven, üniversite yılları stajlarla dolu, iş hayatı için heyecanlı bir yeni mezundum. Mezun olduktan sonra canım sevgilimle evlendik, bir süre sonra da sabırsızlandığım o iş hayatına atıldım, keyifle pazarlama alanında çalışmaya başladım ve sonrasında dijital pazarlama ve sosyla medya yönetiminde uzmanlaştım. Ev,koca, yoğun iş temposu derken çok çok koşuşturmalı, geceli gündüzlü bir temponun içerisinde buldum kendimi. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum ki 2012 yılının bana bu dünyada sahip olabileceğim en büyük mucizeyi vereceğini nereden bilebilirdim ? Hamile olduğumu öğrenmiştim! İçimde kelebekler uçuşuyordu, içim içime sığmıyordu sanki, tarifi imkansız bir mutluluktu hissettiğim.  



15.11.2012, saat 15:09’da aldım meleğimi kollarıma, Allah’ıma şükürler olsun ki sağlıkla kollarımdaydı canım oğlum, o mis kokusunu çektim içime, titriyordu, yumuk yumuk gözleriyle bakarken, beraber ağlıyorduk, titreyen sesimle ‘merhaba annecim’ oldu oğluma ilk sözlerim...



 Annelik, anne olmadan anlaşılmaz derlerdi, öyleymiş gerçekten. ‘Anne’ olmadan anlaşılacak, tarif edilecek bir duygu asla değil. O’na kavuştuğunda içinde hissettiğin güçle, açılıyor koruyucu kanatları bir ömür boyu annelerin. O’na sahip olmanla, sağlıkla kucağına almanla başlıyor onun her anına şükretmek. Geceleri uyurken nefes alıyormu diye defalarca uyanıp kontrol etmek, üşüyor mu acaba diyip üstünü örtmek, bu sefer de çok mu sıcak oldu diyip üstünü açmak, derken uyuyamamak... Gecelerce uykusuz kalsanda umursamamak, o bitmeyen gaz sancılarında saatlerce kucakta sallamak, sebepsiz ağlama krizlerinde onu sakinleştirebilmek için denemedik yol bırakmamak, gözlerinden uyku akarken şikayet etmeden saatlerce ayakta sallamak, kollarında uyuyakaldığında kıpırdarsam uyanır korkusuyla nerdeyse nefes almadan durmak, geceleri yanına aldığında onu izlemekten, koklamaktan uyuyamamak, uyuttuktan sonra ise o gün çektiğin fotoğraflarına bakıp videolarını izlemek, hatta birkaç saat sonra özlemek, kalksa da oynasak demek... Tüm günün sonunda kocayla başbaşa kaldığında yine onu konuştuğunu farketmek, kocaya daha da aşık olmak... En iyi şekilde beslenmesi için herşeyi yapmak, aşçı olmak, araştırmacı olmak, nerde en organik sebze nerde en sağlıklı meyve peşine düşmek... Emeklemesi için türlü oyunlar oynamak, ilk adımlarında ellerini tutarken ise ağlamak... Her “anne” dediğinde yüreğinin en derinlerin titremesi... Minik elleri ile yanaklarını tuttuğunda, eğilip öptüğünde dünyanın en mutlusu olmak... Şimdiden hangi okula göndereceğini düşümek, kocayla üniversiteyi yurt dışında mı okusa planları yapmak, sonra yok ben o kadar uzak kalamam yavrumdan diyip vazgeçmek... Sonra hayallere dalıp o da bir gün evlenicek demek, evlatları olucak biz de anneanne babaanne olucaz demek, sonra duygusallaşıp gözlerinin dolması demek...


Bu satırları okurken, aslında en az birini yaşamış olduğunu hatırlayarak gülümsemek ve her gün, her yeni gün bu mucizeye sahip olduğun için şükretmek; ANNE OLMAK.



Kıymetlim, canım oğlumla beraber büyürken yaşadığımız deneyimleri, her gün yeni birşey öğrendiğim anneliğimi siz anneler ve anne adayları ile paylaşmak ve sizlerinde değerli tecrübelirinizi ve yorumlarınızı ‘moms Like’da paylaşmanızı diliyorum.

Sevgiler,

Pelin Akgün