Baran’ı memeden kestikten iki üç gün sonra vücudunda
kızarıklıklar ve kabarmalar olmaya başladı. Böyle isilik gibi, küçük küçük
kızarıklıklar, terden olabileceğini düşündüm. Cildinin fotoğrafını çekip
doktorumuza gönderdim, o da terden kaynaklanmış olabileceğini düşündü ve
Baran’ı yıkayıp kremlememi söyledi. Yaptım. Ertesi gün Baran’ın vücudundaki
kızarıklık ve kabarıklıklar artmaya ve Baran kaşınmaya başladı. Memeden yeni
kestiğim ve yoğun bir şekilde inek sütü, peyniri ve yoğurduna başladığımız için
bu sefer de vücudunun alerjik reaksiyon göstermiş olma ihtimalini düşündüm. O
günlerde aynı zamanda doğduğundan beri kullandığım banyo şampuanı ve vücut
kremi de bitmiş, farklı bir banyo şampuanı ve krem kullanmıştım. O da geldi
aklıma. Acaba o mu cildini bu kadar kurutup alerji yapmıştı?
Baran bir anda inanılmaz kaşınmaya başladı, ne giydirsem
üstünü başını çıkarıyordu. Özellikle koltuk altı, kolları ve bacakları. Annecim
niye çıkartıyorsun giy dediğimde de kaşınıyor anne kaşı kaşı diye çıldırıyordu
çocuk. Vücudunun fotoğrafını bir daha doktorumuza gönderdim, Pelin uyuz
olabilir, bu riski ortadan kaldırmak için bu sefer bir dermatoloğun görmesini
istiyorum dedi.
Uyuz mu???
Hemen ertesi gün için dermatologdan randevu aldım.
Doktor Baran’ın vücudunu kontrol etti ve bu çocuk hasta
olmuş, vücut terini atamamış ve böyle döküntü olmuş dedi. Uyuz riskini ortadan
kaldırdık. Cildi çok kuruydu, bol nemlendirelim dedi krem yazdı ve Baran’ı
rahatlatmak için bir kaşıntı şurubu verdi.
Kremi ve kaşıntı şurubunu kullanmaya başladık. Baran
zaten her gün yıkanan bir çocuk hatta bazen günde iki kez, her banyodan sonra
da atopik dermatite uygun bir nemlendirici kullanırım, buna ek bir de doktorun
yazdığı kremi kullanmaya başladım.
Cildin nemlendirilmesi ile birlikte Baran da ciddi bir rahatlama, kaşıntılarının azalmış olacağını düşünerek
gece uykularının düzene girmesini, huzurlu uyumasını beklerken, Baran kaşınmaktan
uyuyamaz oldu.
Doktora telefon açıp, Baran’I tekrar getirmek istediğimi söylediğimde
bana sakin ol birkaç güne geçicek dedi, ben yine rahatlasın diye çocuğu duşa
sokup, bol bol kremledim. Yok çocuk rahatlamıyor, sürekli kaşınıyor, besinlerin
de dokunmuş olabileceğini düşünerek yavaş yavaş diyete de soktum.
Dermatologla sürekli temas halinde olsam ve bana merak etme kısa bir
süre sonra geçicek demesine ragmen daha fazla dayanamayıp çocuğu tekrar
dermatoloğa götürdüm.
Muayene etti, Baran’ın vücudundaki kızarıklıklar bırak hafiflemeyi daha
da artmıştı. Baran’ın çok huzursuz olduğunu, kaşınmaktan ne yemek
yiyebildiğini, ne uyuyabildiğini anlattım. Doktor hanım bana verdiği kremin
yeterli gelmediğini söyledi, daha yoğun nemlendiricili bir krem kullanmalıyız
diyerek eczanede birkaç kremin karıştırılarak hazırlanabileceği bir reçete
yazdı.
Doktordan çıkar çıkmaz o reçetedeki kremi eczanede hazırlattım. Bu sefer
kaşıntı şurubu ile beraber, bu aşırı yoğun nemlidiricili kremi kullanmaya
başladık.
1 gün, 2 gün , 3 gün, 5 gün yok Baran rahatlamıyor, aşırı huzursuz,
durmadan kaşınıyor, uyumuyor, uyumuyoruz! Sürekli doktorla konuşuyorum geçicek
diyor.
Baran’ın artık kaşınmaktan bacaklarında, vücudunda çizgi çizgi izler
oldu, sanki tırnaklarıyla yırtmış gibi, duramıyor ki çocuk!
(foto internetten alıntıdır)
Babamla sürekli telefonda konuşuyoruz, Baran’ın durumunu anlatıyorum. Babam
da doktor ama şehir dışında, Baran’ın
vücudunun fotoğrafını istedi, gönderdim ve fotoğrafına bakarak babam, Pelin bu
çocuk uyuz olmasın dedi, bu belirtiler uyuza benziyor. Yok artık baba dedim! Doktora
gidiyoruz bakıyor ya, uyuz olsa anlamaz mı diye de devam ettim.
Babam öyle dedikten sonra internetten araştırdım, uyuzun en yaygın
görüldüğü yerler el ve parmak arası. Baran’ın eli ve parmak araları hariç her
yerinde kızarıklıklar var. Özellikle de geceleri artan çılgın kaşıntıları.
Ertesi gün yine dayanamayıp doktoru aradım, Baran’ın artık hiç kaşınmadan
duramadığını ve sürekli üstünü başını soyup kaşındığını, vücudunu yolduğunu
anlattım ve 3. Kez aynı dermatoloğa Baran’ı götürdüm. Doktor yine muayenesini
yaptı, nasıl geçmiyor, bu kremi rahatlatmış olması gerek diyerek.
Uyuz mu bu doktor hanım dedim?? Babam uyuz olduğunu düşünüyor?
Baran’ın ellerini, parmak aralarını ve ayak tabanlarını kontrol etti, o
ihtimali ben de düşündüm ama uyuz olsa ellerinde, parmak aralarında
kızarıklıklar olur, Baran’da yok dedi. İlaca, krema devam.
Doktordan eve geldikten sonra artık iyice tahammülüm azalmış, günlerdir
uyumamamın, perişanlığımızın, Baran’ın kendini yırta yırta kaşımasının vermis olduğu
üzüntü ve çocuğu iyileştirememizin vermis olduğu huzursuzlukla internetten yeni
bir dermatolog araştırmaya başladım.
Bir doktor buldum ve hemen ertesi güne randevu aldım.
Bu arada ben de kaşınmaya başlamıştım, göbek çevremde ve vücudumda hafif
hafif kızarıklıklar benim de vardı. Ben de 21 ay süt ve süt ürünleri diyetinden
sonra herşeyi yemeğe başlayınca dokundu diye düşünüyordum. Ama Baran’ın
durumundan kendimi önemsemiyordum ama hatrı sayılır kaşınmaya başlamıştım.
Eşim de artık Baran’ın uyuz olduğunu düşünüyordu, bense 3 haftadır 3 kez
gidip, sayısız haberleştiğimiz bir dermatoloğun böyle bir vakayı teşhis
edemeyeceğine inanmıyordum.
Ertesi gün yeni dermatoloğa gittik, doktor daha ben Baran’ı soyar soymaz
büyük ihtimalle bu çocuk uyuz dedi!
Ben, şok !!!
Bilgisayarının başına geçti ve uyuz böceğinin resmini bulup bize
bilgisayar ekranını çevirdi, bakın şimdi Baran’ın vücudundaki kızarıklardan
minik bir parça kazıyıp, mikroskopta bakıcam ve büyük ihtimalle mikroskopta bu
ekranda gördüğünüz böceği ve yumurtalarını göreceğiz dedi.
İçimden bu bir şaka olmalı diye düşünüyordum!
Dermatolog, mikroskop altında inceledikten sonra eşimi ve beni çağırıp
bir de bizim mikroskopa bakmamızı istedi, gördüğüm şey, biraz önce doktor
hanımın bize bilgisayar ekranında gösterdiği görselin aynısıydı, uyuz böceği ve
yumurtaları!!!!!!
(Uyuz, bir tür parazitin neden olduğu, deri altına yerleşerek kaşıntıya
neden olan bir deri hastalığı. Bu
hastalığa neden olan böcek
de çok küçük ve ancak mikroskop yardımıyla
görülebiliyor. )
Kanım dondu!!!! 3 haftadır gittiğimiz dermatolog bunu nasıl akıl edemez,
bir kere bile bu şekilde muayene edemezdi, nihayetinde çok iyi bir özel
hastanede çalışan bir doktordu.
O iğrenç uyuz böceği, oğlumun tüm vücudunu sarmış ve ben haftalardır
onun bu şikayetine derman olamamış, olamadığım gibi de yoğun uyguladığım
nemlendiricili kremlerle uyuz böceğini beslemişim!!!! Evet, uyuz böceği derinin
nemlenmesiyle besleniyormuş!
O an, diğer doktora saldırmamak için kendimi zor tutuyordum! Bunu minicik
bir bebeğe nasıl yapabilirdi. Uyuz gibi bir hasatlığın bile teşhisini koyamayacaksa
nasıl o diplamayı almıştı!
Doktor Hanım, uyuzun tedavisi zordur, yani çok iyi yapılmalıdır dedi. 24
saat içinde evdeki bütün eşyaları yıkayacaksın dedi bana, perdelerden
koltuklara halılara yataklara kadar. Yazlık kışlık tüm kıyafetler, herşey
herşey!
Baran’ın tedavisi için de bir krem kullanacağımızı söyledi, bu kolay
kısmı. Bu arada uyuz bana da bulaşmış tabii ki, benim kaşıntılarım da o
yüzdenmiş. Öyle bir kaşıntı ki bu, geceleri iyice azan sizi uykunuzdan
uyandıran!
Ben günlerce Baran’I kaşımaktan kendimi unutmuştum ama doktorda bacağıma
baktığımda bacağıma kan oturduğunu farkettim, öyle bir kaşımışım ki bacağıma
kan oturmuş! artık kaşınmanın şiddetini siz düşünün.
Doktor, Uyuz tedavisi için olan kremi gece banyo yapıp iyice
kurulandıktan sonra tüm vücuda, saç içlerine kadar sürmemizi ve sabaha kadar
krem vücudumuzda kaldıktan sonra tekrar banyo yapmamızı söyledi. Bu arada
korunmak için tüm aile bu kremi kullanacak dedi. Yani eşim ve Kaan’da. Onlar
korunmak için kullanacaklarından 1 kereye mahsus bu kremi sürecekler ama biz
kremi kullandıktan bir 10 gün sonra tekrar aynı kremle tüm vücudumuzu
kremleyip, 10 gün sonra da kontrole gidecekmişiz.
Eve geldiğimde kendimde değildim,
tüm ev nasıl temizlenebilirdi???? Düşünsenize tüm ev! En ufak ayrıntısına
kadar! Kışlıklar dedim doktora, kışlık kıyafetler ortada değil onlarda mı ??
evet dedi, herşey!
Uyumadan ben diyim 40, siz diyin 50 makine çamaşır yıkandı. Ev özel
vakumlu elektrik süpürgeleriyle süpürüldü, koltuklar, yataklar, halılar
yıkandı! 48 saat içinde tüm ev baştan aşağıya temizlendi, en ince deliğine
kadar. Bunun ne kadar sinir bozucu bir süreç olduğunu, ya temizlenmediyse, ya
geçmediyse stresiyle defalarca yapılan temizlikte ne göz yaşı döktüğümü
anlatamam.
Günlerce Baran’ın çektiği acıyı düşününce, çocuğumun bedeninde dolaşan
yüzbinlerce uyuz böceğini düşündükçe, ağlıyordum, sinirlerim çok bozulmuştu.
Baran’a sarılıp sarılıp, haftalardır tedavisini yapamadığımız için, ona bunları
yaşattığım için, özür diliyordum.
Kremi sürünce kaşıntılar hemen bitecek gibi düşündüm ama öyle olmuyor,
kremi kullansanız da kaşıntılar bitmiyor, özellikle geceleri, sanki vücudunuza
birden iğneler batmaya başlıyormuş gibi oluyor uykunuzdan uyanıp, vücudunuzu
yırtarcasına kaşıyorsunuz.
Bu süreçte tek dileğim bir de Kaan’a bulaşmamasıydı. Aynı evin içinde ne
kadar uzak kalabilirlerdi ki, sadece kullandıkları eşyaları ayırıp, oyuncak
kullanımına özellikle dikkat ettim.
Peki nereden geldi bu uyuz ???
Bizim bir yardımcı ablamız vardı, bir gün izinden geldikten sonra bana
birkaç gündür çok kaşındığını kaşınmaktan uyuyamadığı söyledi. Onun da yumurta
gibi bazı besinlere alerjisi vardı ve canı çok istediği için bana yumurta
yediğini söyledi. Ben de ona yordum. Sonra akşam bana kolunun bacağının
kaşınmaktan ne hale geldiğini gösterdi, kan oturmuştu aynı bende olduğu gibi. O
zaman şok olmuştum!
Hemen fotoğraflarını çekip babama göndermiştim, babam da o zaman yine
Pelin bu uyuz olabilir sen bir doktora gönder demişti.
Ben de yardımcımıza izin verip onu doktora gönderdim, birkaç gün tahlil
vs yaptırdı, sonra geldi, alerjisinden olduğunu söyledi. Ilaç ve krem verdiler
dedi.
Kısa bir süre sonra bizimle daha fazla çalışamayacağını söyleyerek
onunla yollarımızı ayırmıştım. Tabii kendisi aslında uyuzmuş ve bu süreçte
Baran’a geçmiş, hastalığın belli bir kuluçka süresi de olduğu için de Baran’ın belirtileri o işten ayrıldıktan sonra
ortaya çıktı.
Ne zamanki Baran’ın uyuz hastalığının teşhisi kondu işte tüm taşlar o
zaman yerine oturdu. Aynı belirtiler, aynı kabarcıklar, kızarıklıklar, gece
uykudan uyandıran kaşıntılar, aynısı bende görülen kaşınmaktan bacağına oturan kan.
Belki de onu işten çıkaracağımız korkusuyla bize sadece alerjisi olduğunu
söyleyip, uyuz olduğunu sakladı ya da aynı şekilde ona da yanlış tanı konuldu
bilmiyorum ama artık çok geçti o hayatımızdan çıkmıştı ve o pis hastalığını
oğluma bulaştırmıştı.
Kremin ilk dozunu sürdükten birkaç gün sonra Baran’ın vücudunda daha
farklı kızarıklıklar oldu, hemen kaptığım gibi doktora götürdüm, atopic bir
cildi olduğu için tepki vermis cildi dedi, korkulacak birşey yok. Alerji
ilaçına da başladık.
Baran'ın kaşınmalarında pek bir azalma olmamıştı ama en azından tedaviye başladık diye umutluydum. 10. gündeki doktor kontrolünde, doktorumuz iyileşmenin olduğundan bahsetti
yavaş yavaş azalıyordu. Pis uyuz böcekleri oğlumun vücudunu terkediyordu
sonunda. Kontrolden sonra, 2. Doz kremi de vücudumuza uyguladık, bu sefer sadece
Baran ve ben.
Kaşıntılar bitmiyor sadece biraz daha hafifliyordu. Baran bu süreçte çok
süzüldü L
Yavrum kaşınmaktan yemek yiyemiyordu, sürekli kaşınıyor anne kaşınıyor diye
ağlıyordu, geceleri zaten uyku diye birşey kalmamıştı, ne ben de ne onda L sabaha
kadar Baranı kaşıyordum, sabaha kadar!! arta kalan zamanda da kendimi.
Korkunçtu, vücuduna baktıkça kendimden geçiyordum, tüm vücudu kızarık, kabarık
ve uyuz böceğinin açtığı tüneller vardı.
Çünkü insan derisine yerleşen bu böcek, tüneller açarak ilerleyip, deri
altında yumurtalayarak ürüyormuş. Vücuda girdikten 2-3 hafta sonra vücudun
birçok yerini sarıp, yüzeye çıkarmış ve deride kabarma ve yaralara sebep
olurmuş, işte o anda bizim farkettiğimiz an oluyor.
Uyuz, bulaşıcı bir hastalık, uyuz parazitinin bulaşmış olduğu kişiden,
sağlıklı olan başka bir kişiye bulaşıyor. Kaan’a bulaşması en büyük korkumdu
ama koruduğumuz için bulaşmadı çok şükür.
En çok birlikte yaşayan ailelerde, beraber uyuyan kişilerde bulaşma
ihtimali çok yüksek ki, beraber yattığımız için bana bulaştı. Yakın temasta
bulunmak, el sıkışmak da uyuzun diğer bulaşma yolları.
Biz Baranla bir odada karantinada yattık, Kaan odaya girse bile yatağa çıkmasına
izin vermiyor, sıklıkla nevresi takımlarını değiştiriyordum. Ütüsüz hiçbirşey
kullanmadık. Sürekli evde herşeyi yıkıyordum! Çünkü uyuz hastalığına yakalanan
kişinin yatağının, kıyafetllerinin, eşyalarının başkaları tarafından
kullanılması hastalığın bulaşmasına neden olabilen diğer bir yol.
Tüm eşyalarımızı ayırdım,
havlular, nevresimler sık sık değişti. Evdeki tüm eşyalar kaynar suda yıkandı
ve ütü ile ütülendi. Evde yıkanması zor olan eşyalar, mobilyalar gibi ilaçlı
sularla silindi, yataklar halılar özel süpürgelerle süpürüldü ve yıkandı. Evde
maksimum derece hijyen alarmıyla yaşadık.
Ikinci doz ilaçtan sonra Baran’ın
vücudundaki kızarıklıklar gittkçe azalmaya ve kaşınmanın da şiddeti düşmeye
başladı. 10 günün sonunda gittiğimiz doktor kontrolünde Baran’ın vücudu baya
sönmüştü. Doktorumuz muayenenin sonunda bu illetten kurtulduğumuz müjdesini verdi.
Sadece koltuk altında hafif bir canlı kızarıklık vardı, o da birkaç güne kalmaz
dedi.
Baran hala hafif de olsa
kaşınıyordu, onun da kısa bir süre içinde tamamen biteceğini söylemiş, içimi
rahatlatmıştı. Tekrar ilaç falan kullanmamıza gerek yoktu, tüm vücudu bu pis
böcekten kurtulmuştu miniğimin.
Başından sonuna tam 2 ay bu
hastalıkla uğraştık ve tek kelimeyle anlatmam gerekirse ‘korkunçtu!’.
Hastalık, haftalarca
yaptığımız yanlış tedavi, teşhisin geç koyulması, sonrasındaki tedavi süreci,
çılgınca yapılan temizlikler, acaba ev temzilendi mi, bitti mi ya düzgün
olmadıysa, kıyıda köşede birşey kaldıysa, gözümden kaçtıysa endişesi, Baran’ın günlerce
gecelerce kaşınıyorum anne diye ağlaması,çaresizliğim, sabahlara kadar uyumadan
onu kaşımam, yemek yiyememesi, uyuyamaması, psikolojik açıdan bitmiştim.
Bu süreçte kimseyle görüşmedik
tabii, evden çıkmıyor, Baran’ın yanından ayrılamıyordum. Çocuğunuzun gözünüzün
içine bakarak anne çok kaşınıyorum, kaşı beni diye ağlarken, yerinde duramazken,
senin çaresizliğin, hiç geçmiycek mi bu hastalık? ruh hali, beni hayliyle
yıpratmıştı, uzun süre kendimi toparlayamadım.
Baran çok kısa bir süre daha
çok hafif kaşınmaya devam etti ve vücudundaki tüm kızarıklıklar tamamen söndü. Artık
herşey bittiğinde ve Onun vücudunu tertemiz gördüğümde tüm sinirlerim boşaldı
ve dakikalarca ona sarılıp ağladım ve özür diledim.
Her ne kadar doktorun hatası
olsa da bunu ona yaşattığım için uzun süre kendimi affedemedim.
Teşhisi koyamayan doktora mı ne oldu? kendisini tabii ki ziyaret edip, o hastaneyi başına yıktım! ve o diplomayı nerden aldığının hesabını sordum! ve hastane yönetimine hakkında tüm şikayetlerimi yaptım. Bizim için çok geç olsa da, en azından başka çocukların canı yanmasın.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder