1 Aralık 2017

Uyuz mu???


Baran’ı memeden kestikten iki üç gün sonra vücudunda kızarıklıklar ve kabarmalar olmaya başladı. Böyle isilik gibi, küçük küçük kızarıklıklar, terden olabileceğini düşündüm. Cildinin fotoğrafını çekip doktorumuza gönderdim, o da terden kaynaklanmış olabileceğini düşündü ve Baran’ı yıkayıp kremlememi söyledi. Yaptım. Ertesi gün Baran’ın vücudundaki kızarıklık ve kabarıklıklar artmaya ve Baran kaşınmaya başladı. Memeden yeni kestiğim ve yoğun bir şekilde inek sütü, peyniri ve yoğurduna başladığımız için bu sefer de vücudunun alerjik reaksiyon göstermiş olma ihtimalini düşündüm. O günlerde aynı zamanda doğduğundan beri kullandığım banyo şampuanı ve vücut kremi de bitmiş, farklı bir banyo şampuanı ve krem kullanmıştım. O da geldi aklıma. Acaba o mu cildini bu kadar kurutup alerji yapmıştı?

Baran bir anda inanılmaz kaşınmaya başladı, ne giydirsem üstünü başını çıkarıyordu. Özellikle koltuk altı, kolları ve bacakları. Annecim niye çıkartıyorsun giy dediğimde de kaşınıyor anne kaşı kaşı diye çıldırıyordu çocuk. Vücudunun fotoğrafını bir daha doktorumuza gönderdim, Pelin uyuz olabilir, bu riski ortadan kaldırmak için bu sefer bir dermatoloğun görmesini istiyorum dedi.

Uyuz mu???


Hemen ertesi gün için dermatologdan randevu aldım.

Doktor Baran’ın vücudunu kontrol etti ve bu çocuk hasta olmuş, vücut terini atamamış ve böyle döküntü olmuş dedi. Uyuz riskini ortadan kaldırdık. Cildi çok kuruydu, bol nemlendirelim dedi krem yazdı ve Baran’ı rahatlatmak için bir kaşıntı şurubu verdi.

Kremi ve kaşıntı şurubunu kullanmaya başladık. Baran zaten her gün yıkanan bir çocuk hatta bazen günde iki kez, her banyodan sonra da atopik dermatite uygun bir nemlendirici kullanırım, buna ek bir de doktorun yazdığı kremi kullanmaya başladım.

Cildin nemlendirilmesi ile birlikte Baran da ciddi bir rahatlama,  kaşıntılarının azalmış olacağını düşünerek gece uykularının düzene girmesini, huzurlu uyumasını beklerken, Baran kaşınmaktan uyuyamaz oldu.
Doktora telefon açıp, Baran’I tekrar getirmek istediğimi söylediğimde bana sakin ol birkaç güne geçicek dedi, ben yine rahatlasın diye çocuğu duşa sokup, bol bol kremledim. Yok çocuk rahatlamıyor, sürekli kaşınıyor, besinlerin de dokunmuş olabileceğini düşünerek yavaş yavaş diyete de soktum.

Dermatologla sürekli temas halinde olsam ve bana merak etme kısa bir süre sonra geçicek demesine ragmen daha fazla dayanamayıp çocuğu tekrar dermatoloğa götürdüm.

Muayene etti, Baran’ın vücudundaki kızarıklıklar bırak hafiflemeyi daha da artmıştı. Baran’ın çok huzursuz olduğunu, kaşınmaktan ne yemek yiyebildiğini, ne uyuyabildiğini anlattım. Doktor hanım bana verdiği kremin yeterli gelmediğini söyledi, daha yoğun nemlendiricili bir krem kullanmalıyız diyerek eczanede birkaç kremin karıştırılarak hazırlanabileceği bir reçete yazdı.

Doktordan çıkar çıkmaz o reçetedeki kremi eczanede hazırlattım. Bu sefer kaşıntı şurubu ile beraber, bu aşırı yoğun nemlidiricili kremi kullanmaya başladık.
1 gün, 2 gün , 3 gün, 5 gün yok Baran rahatlamıyor, aşırı huzursuz, durmadan kaşınıyor, uyumuyor, uyumuyoruz! Sürekli doktorla konuşuyorum geçicek diyor.

Baran’ın artık kaşınmaktan bacaklarında, vücudunda çizgi çizgi izler oldu, sanki tırnaklarıyla yırtmış gibi, duramıyor ki çocuk!


(foto internetten alıntıdır)

Babamla sürekli telefonda konuşuyoruz, Baran’ın durumunu anlatıyorum. Babam da doktor ama şehir dışında,  Baran’ın vücudunun fotoğrafını istedi, gönderdim ve fotoğrafına bakarak babam, Pelin bu çocuk uyuz olmasın dedi, bu belirtiler uyuza benziyor. Yok artık baba dedim! Doktora gidiyoruz bakıyor ya, uyuz olsa anlamaz mı diye de devam ettim.

Babam öyle dedikten sonra internetten araştırdım, uyuzun en yaygın görüldüğü yerler el ve parmak arası. Baran’ın eli ve parmak araları hariç her yerinde kızarıklıklar var. Özellikle de geceleri artan çılgın kaşıntıları.

Ertesi gün yine dayanamayıp doktoru aradım, Baran’ın artık hiç kaşınmadan duramadığını ve sürekli üstünü başını soyup kaşındığını, vücudunu yolduğunu anlattım ve 3. Kez aynı dermatoloğa Baran’ı götürdüm. Doktor yine muayenesini yaptı, nasıl geçmiyor, bu kremi rahatlatmış olması gerek diyerek.

Uyuz mu bu doktor hanım dedim?? Babam uyuz olduğunu düşünüyor?

Baran’ın ellerini, parmak aralarını ve ayak tabanlarını kontrol etti, o ihtimali ben de düşündüm ama uyuz olsa ellerinde, parmak aralarında kızarıklıklar olur, Baran’da yok dedi. İlaca, krema devam.

Doktordan eve geldikten sonra artık iyice tahammülüm azalmış, günlerdir uyumamamın, perişanlığımızın, Baran’ın kendini yırta yırta kaşımasının vermis olduğu üzüntü ve çocuğu iyileştirememizin vermis olduğu huzursuzlukla internetten yeni bir dermatolog araştırmaya başladım.

Bir doktor buldum ve hemen ertesi güne randevu aldım.

Bu arada ben de kaşınmaya başlamıştım, göbek çevremde ve vücudumda hafif hafif kızarıklıklar benim de vardı. Ben de 21 ay süt ve süt ürünleri diyetinden sonra herşeyi yemeğe başlayınca dokundu diye düşünüyordum. Ama Baran’ın durumundan kendimi önemsemiyordum ama hatrı sayılır kaşınmaya başlamıştım.

Eşim de artık Baran’ın uyuz olduğunu düşünüyordu, bense 3 haftadır 3 kez gidip, sayısız haberleştiğimiz bir dermatoloğun böyle bir vakayı teşhis edemeyeceğine inanmıyordum.

Ertesi gün yeni dermatoloğa gittik, doktor daha ben Baran’ı soyar soymaz büyük ihtimalle bu çocuk uyuz dedi!
Ben, şok !!!

Bilgisayarının başına geçti ve uyuz böceğinin resmini bulup bize bilgisayar ekranını çevirdi, bakın şimdi Baran’ın vücudundaki kızarıklardan minik bir parça kazıyıp, mikroskopta bakıcam ve büyük ihtimalle mikroskopta bu ekranda gördüğünüz böceği ve yumurtalarını göreceğiz dedi.

İçimden bu bir şaka olmalı diye düşünüyordum!

Dermatolog, mikroskop altında inceledikten sonra eşimi ve beni çağırıp bir de bizim mikroskopa bakmamızı istedi, gördüğüm şey, biraz önce doktor hanımın bize bilgisayar ekranında gösterdiği görselin aynısıydı, uyuz böceği ve yumurtaları!!!!!!



(Uyuz, bir tür parazitin neden olduğu, deri altına yerleşerek kaşıntıya neden olan bir deri hastalığı. Bu hastalığa neden olan böcek de çok küçük ve ancak mikroskop yardımıyla görülebiliyor. )

Kanım dondu!!!! 3 haftadır gittiğimiz dermatolog bunu nasıl akıl edemez, bir kere bile bu şekilde muayene edemezdi, nihayetinde çok iyi bir özel hastanede çalışan bir doktordu.

O iğrenç uyuz böceği, oğlumun tüm vücudunu sarmış ve ben haftalardır onun bu şikayetine derman olamamış, olamadığım gibi de yoğun uyguladığım nemlendiricili kremlerle uyuz böceğini beslemişim!!!! Evet, uyuz böceği derinin nemlenmesiyle besleniyormuş!

O an, diğer doktora saldırmamak için kendimi zor tutuyordum! Bunu minicik bir bebeğe nasıl yapabilirdi. Uyuz gibi bir hasatlığın bile teşhisini koyamayacaksa nasıl o diplamayı almıştı!

Doktor Hanım, uyuzun tedavisi zordur, yani çok iyi yapılmalıdır dedi. 24 saat içinde evdeki bütün eşyaları yıkayacaksın dedi bana, perdelerden koltuklara halılara yataklara kadar. Yazlık kışlık tüm kıyafetler, herşey herşey!

Baran’ın tedavisi için de bir krem kullanacağımızı söyledi, bu kolay kısmı. Bu arada uyuz bana da bulaşmış tabii ki, benim kaşıntılarım da o yüzdenmiş. Öyle bir kaşıntı ki bu, geceleri iyice azan sizi uykunuzdan uyandıran!

Ben günlerce Baran’I kaşımaktan kendimi unutmuştum ama doktorda bacağıma baktığımda bacağıma kan oturduğunu farkettim, öyle bir kaşımışım ki bacağıma kan oturmuş! artık kaşınmanın şiddetini siz düşünün.

Doktor, Uyuz tedavisi için olan kremi gece banyo yapıp iyice kurulandıktan sonra tüm vücuda, saç içlerine kadar sürmemizi ve sabaha kadar krem vücudumuzda kaldıktan sonra tekrar banyo yapmamızı söyledi. Bu arada korunmak için tüm aile bu kremi kullanacak dedi. Yani eşim ve Kaan’da. Onlar korunmak için kullanacaklarından 1 kereye mahsus bu kremi sürecekler ama biz kremi kullandıktan bir 10 gün sonra tekrar aynı kremle tüm vücudumuzu kremleyip, 10 gün sonra da kontrole gidecekmişiz.

 Eve geldiğimde kendimde değildim, tüm ev nasıl temizlenebilirdi???? Düşünsenize tüm ev! En ufak ayrıntısına kadar! Kışlıklar dedim doktora, kışlık kıyafetler ortada değil onlarda mı ?? evet dedi, herşey!

Uyumadan ben diyim 40, siz diyin 50 makine çamaşır yıkandı. Ev özel vakumlu elektrik süpürgeleriyle süpürüldü, koltuklar, yataklar, halılar yıkandı! 48 saat içinde tüm ev baştan aşağıya temizlendi, en ince deliğine kadar. Bunun ne kadar sinir bozucu bir süreç olduğunu, ya temizlenmediyse, ya geçmediyse stresiyle defalarca yapılan temizlikte ne göz yaşı döktüğümü anlatamam.

Günlerce Baran’ın çektiği acıyı düşününce, çocuğumun bedeninde dolaşan yüzbinlerce uyuz böceğini düşündükçe, ağlıyordum, sinirlerim çok bozulmuştu. Baran’a sarılıp sarılıp, haftalardır tedavisini yapamadığımız için, ona bunları yaşattığım için, özür diliyordum.

Kremi sürünce kaşıntılar hemen bitecek gibi düşündüm ama öyle olmuyor, kremi kullansanız da kaşıntılar bitmiyor, özellikle geceleri, sanki vücudunuza birden iğneler batmaya başlıyormuş gibi oluyor uykunuzdan uyanıp, vücudunuzu yırtarcasına kaşıyorsunuz.

Bu süreçte tek dileğim bir de Kaan’a bulaşmamasıydı. Aynı evin içinde ne kadar uzak kalabilirlerdi ki, sadece kullandıkları eşyaları ayırıp, oyuncak kullanımına özellikle dikkat ettim.

Peki nereden geldi bu uyuz ???

Bizim bir yardımcı ablamız vardı, bir gün izinden geldikten sonra bana birkaç gündür çok kaşındığını kaşınmaktan uyuyamadığı söyledi. Onun da yumurta gibi bazı besinlere alerjisi vardı ve canı çok istediği için bana yumurta yediğini söyledi. Ben de ona yordum. Sonra akşam bana kolunun bacağının kaşınmaktan ne hale geldiğini gösterdi, kan oturmuştu aynı bende olduğu gibi. O zaman şok olmuştum!

Hemen fotoğraflarını çekip babama göndermiştim, babam da o zaman yine Pelin bu uyuz olabilir sen bir doktora gönder demişti.

Ben de yardımcımıza izin verip onu doktora gönderdim, birkaç gün tahlil vs yaptırdı, sonra geldi, alerjisinden olduğunu söyledi. Ilaç ve krem verdiler dedi.

Kısa bir süre sonra bizimle daha fazla çalışamayacağını söyleyerek onunla yollarımızı ayırmıştım. Tabii kendisi aslında uyuzmuş ve bu süreçte Baran’a geçmiş, hastalığın belli bir kuluçka süresi de olduğu için de  Baran’ın belirtileri o işten ayrıldıktan sonra ortaya çıktı.

Ne zamanki Baran’ın uyuz hastalığının teşhisi kondu işte tüm taşlar o zaman yerine oturdu. Aynı belirtiler, aynı kabarcıklar, kızarıklıklar, gece uykudan uyandıran kaşıntılar, aynısı bende görülen kaşınmaktan bacağına oturan kan. Belki de onu işten çıkaracağımız korkusuyla bize sadece alerjisi olduğunu söyleyip, uyuz olduğunu sakladı ya da aynı şekilde ona da yanlış tanı konuldu bilmiyorum ama artık çok geçti o hayatımızdan çıkmıştı ve o pis hastalığını oğluma bulaştırmıştı.


Kremin ilk dozunu sürdükten birkaç gün sonra Baran’ın vücudunda daha farklı kızarıklıklar oldu, hemen kaptığım gibi doktora götürdüm, atopic bir cildi olduğu için tepki vermis cildi dedi, korkulacak birşey yok. Alerji ilaçına da başladık.


Baran'ın kaşınmalarında pek bir azalma olmamıştı ama en azından tedaviye başladık diye umutluydum. 10. gündeki doktor kontrolünde, doktorumuz iyileşmenin olduğundan bahsetti yavaş yavaş azalıyordu. Pis uyuz böcekleri oğlumun vücudunu terkediyordu sonunda. Kontrolden sonra, 2. Doz kremi de vücudumuza uyguladık, bu sefer sadece Baran ve ben.

Kaşıntılar bitmiyor sadece biraz daha hafifliyordu. Baran bu süreçte çok süzüldü L Yavrum kaşınmaktan yemek yiyemiyordu, sürekli kaşınıyor anne kaşınıyor diye ağlıyordu, geceleri zaten uyku diye birşey kalmamıştı, ne ben de ne onda L sabaha kadar Baranı kaşıyordum, sabaha kadar!! arta kalan zamanda da kendimi. Korkunçtu, vücuduna baktıkça kendimden geçiyordum, tüm vücudu kızarık, kabarık ve uyuz böceğinin açtığı tüneller vardı.

Çünkü insan derisine yerleşen bu böcek, tüneller açarak ilerleyip, deri altında yumurtalayarak ürüyormuş. Vücuda girdikten 2-3 hafta sonra vücudun birçok yerini sarıp, yüzeye çıkarmış ve deride kabarma ve yaralara sebep olurmuş, işte o anda bizim farkettiğimiz an oluyor.

Uyuz, bulaşıcı bir hastalık, uyuz parazitinin bulaşmış olduğu kişiden, sağlıklı olan başka bir kişiye bulaşıyor. Kaan’a bulaşması en büyük korkumdu ama koruduğumuz için bulaşmadı çok şükür.
En çok birlikte yaşayan ailelerde, beraber uyuyan kişilerde bulaşma ihtimali çok yüksek ki, beraber yattığımız için bana bulaştı. Yakın temasta bulunmak, el sıkışmak da uyuzun diğer bulaşma yolları.
Biz Baranla bir odada karantinada yattık, Kaan odaya girse bile yatağa çıkmasına izin vermiyor, sıklıkla nevresi takımlarını değiştiriyordum. Ütüsüz hiçbirşey kullanmadık. Sürekli evde herşeyi yıkıyordum! Çünkü uyuz hastalığına yakalanan kişinin yatağının, kıyafetllerinin, eşyalarının başkaları tarafından kullanılması hastalığın bulaşmasına neden olabilen diğer bir yol.

Tüm eşyalarımızı ayırdım, havlular, nevresimler sık sık değişti. Evdeki tüm eşyalar kaynar suda yıkandı ve ütü ile ütülendi. Evde yıkanması zor olan eşyalar, mobilyalar gibi ilaçlı sularla silindi, yataklar halılar özel süpürgelerle süpürüldü ve yıkandı. Evde maksimum derece hijyen alarmıyla yaşadık.

Ikinci doz ilaçtan sonra Baran’ın vücudundaki kızarıklıklar gittkçe azalmaya ve kaşınmanın da şiddeti düşmeye başladı. 10 günün sonunda gittiğimiz doktor kontrolünde Baran’ın vücudu baya sönmüştü. Doktorumuz muayenenin sonunda bu illetten kurtulduğumuz müjdesini verdi. Sadece koltuk altında hafif bir canlı kızarıklık vardı, o da birkaç güne kalmaz dedi.
Baran hala hafif de olsa kaşınıyordu, onun da kısa bir süre içinde tamamen biteceğini söylemiş, içimi rahatlatmıştı. Tekrar ilaç falan kullanmamıza gerek yoktu, tüm vücudu bu pis böcekten kurtulmuştu miniğimin.
Başından sonuna tam 2 ay bu hastalıkla uğraştık ve tek kelimeyle anlatmam gerekirse ‘korkunçtu!’.
Hastalık, haftalarca yaptığımız yanlış tedavi, teşhisin geç koyulması, sonrasındaki tedavi süreci, çılgınca yapılan temizlikler, acaba ev temzilendi mi, bitti mi ya düzgün olmadıysa, kıyıda köşede birşey kaldıysa, gözümden kaçtıysa endişesi, Baran’ın günlerce gecelerce kaşınıyorum anne diye ağlaması,çaresizliğim, sabahlara kadar uyumadan onu kaşımam, yemek yiyememesi, uyuyamaması, psikolojik açıdan bitmiştim.
Bu süreçte kimseyle görüşmedik tabii, evden çıkmıyor, Baran’ın yanından ayrılamıyordum. Çocuğunuzun gözünüzün içine bakarak anne çok kaşınıyorum, kaşı beni diye ağlarken, yerinde duramazken, senin çaresizliğin, hiç geçmiycek mi bu hastalık? ruh hali, beni hayliyle yıpratmıştı, uzun süre kendimi toparlayamadım.
Baran çok kısa bir süre daha çok hafif kaşınmaya devam etti ve vücudundaki tüm kızarıklıklar tamamen söndü. Artık herşey bittiğinde ve Onun vücudunu tertemiz gördüğümde tüm sinirlerim boşaldı ve dakikalarca ona sarılıp ağladım ve özür diledim.
Her ne kadar doktorun hatası olsa da bunu ona yaşattığım için uzun süre kendimi affedemedim.
Teşhisi koyamayan doktora mı ne oldu? kendisini  tabii ki ziyaret edip, o hastaneyi başına yıktım! ve o diplomayı nerden aldığının hesabını sordum! ve hastane yönetimine hakkında tüm şikayetlerimi yaptım. Bizim için çok geç olsa da, en azından başka çocukların canı yanmasın.










.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder