Geçen hafta
doktorumun söylediği gibi artık rutin olarak her hafta görüşeceğiz. 37. hafta
itibari ile NST (nonstres test) kontrollerim başladı. NST bebeğin kalp
atışlarının seyrini temel alarak bebeğin oksijensiz kalma olasılığının
taramasında kullanılan bir testtir. NST'yi
bazı doktorlar sadece riskli durumlarda uygularken, benim doktorum 37.
haftadan itibaren her muayenede rutin olarak NST incelemesi yapacağını söyledi,
bu ilk doğumum öncesinde de böyle olmuştu. "nonstres": doğum eylemi
yok anlamında kullanılan bir kelime, bu yüzden nonstres test her zaman doğum
başlamadan önce yapılan bir testtir.
Bu
gebeliğimde ilk defa bu hafta girdiğim bu testte karnıma, biri bebeğin kalp
atışlarını, diğeri kasılmaları algılayan iki adet ayrı prob yerleştirildi ve
bebeğin harektlerini hissettiğimde işaret vermek üzere elime bir çubuk verildi,
bebeğin hareketlerini hissettiğimde bu çubuğa bastım. Yaklaşık 30 dakika cihaz
bebeğin kalp atışlarını bir kağıda aktardı, doktorum oradan da bebeğin kalp
atışlarını ve hareketlerinin sıklığını ve kasılmaları takip edebiliyor. Arasıra
uyusada bebeğimi uyandırarark Nst testimizi tamamladık. Şimdilik herşey yolunda
kalp atışları güzel, hareketli, yani hareketsiz kaldım ben burada çıkaraın beni
burdan!!! demiyor en azından :) kasılmalarım da yok henüz, o yüzden doğuma daha
var diyebiliyoruz, en azından önümüzdeki 1 hafta içerisinde doğurmazsın dedi
doktorum :)
Nst
testinden sonra rutin ultrasonografi kontrolüm yapılırken bebeğim yüzünü
gösterdi!!!! bu güne kadar elleriyle, dirsekleriyle sımsıkı kapttığı o yüzünü
bugün bizlere gösterdi! Artık doğumda görürüz diye hiç umudumuz yokken birden
yüzünü görünce inanamadık!!! Hemen kime benziyor acaba yorumları yapıldı tabii,
aa burnu aynı ben, yok yok Kaan'ın aynısı, dudaklar anne! :)
Bir yandan
da bebeğim hızla büyümeye devam etmiş, 3300 kg ve 49 cm olmuş! yeri daralıyor,
ama henüz hala hareket kapasitesi olduğunu NST testinde görmüş olduk. Boşuna
demiyormuşum bir haftada daha da ağırlaştım diye.
Bedenim
kendini doğuma hazırlıyor, bunu da hissedebiliyorum, belki ikinci doğumum
olacağı için bilmiyorum ama hissediyorum, yalancı kasılmaları ilk doğumumda hiç
hissetmemiştim bile. Doktorum aynı zamanda pelvise göre bebeğin pozisyonu
ve rahim ağzının incelip incelmediği ve rahim ağzının açılmaya başlayıp
başlamadığı konusunda da kontrollerini yaptı bu hafta. Rahim ağzı kalınlığına
bakılırsa 38. haftaya kadar doğurmıycam galiba :)
Bebeğimin
başı pelvis, idrar kesesi ve kalçalarıma baskıda bulunuyor, bu baskı bu hafta
itibariyle her geçen gün daha da artıcak. Gerçekten çok rahatsız olduğum
zamanlarda uzanmaya çalışıyorum. Bu baskı aynı zamanda inanılmaz sık idrara
çıkmama da sebep oluyor tabii.
Artık son
haftalarda gece çok uyanıyorum, gerek idrara çıkmak için gerekse uyku
pozisyonumdan rahatsız olan bebeğimin beni uyandırması neticesinde. Bu
uykusuzluğuma son günlerde Kaan'ın sabah 6 da uyanıp anne bana kahvaltı
hazırla, hadi kalk bak sabah oldu! cümleleri eklenince, oğlumla öğle uyku
saatlerini iple çeker oldum :) Her ne kadar vücudum beni doğum sonrası
uykusuzluğuna hazırlasa da doğum sonrası 2 çocukla ilgilenebilmek için biraz
enerjiye ihtiyacım var sanırım.
Doğum yaklaştıkça daha da heyecanlanıyoruz bebeğim, ben, baban, ve Kaan sana kavuşmak için sabırsızlanıyoruz. Aylardır karnımda bize eşlik ederken artık seni de kucağımıza alıp koklamamıza, doyasıya öpmemize çok az kaldı.
Seni çok seviyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder