11 Mart 2015

Uyku Eğitimimizi Tamamladık!



Geçtiğimiz haftalarda en son Kaan'ın öğle uykusundan uyanıp da, yatağının trabzanından atlayarak yanımıza ağlayarak gelmesiyle, o gece uyku eğitimine başlama kararı almıştım. Uyku eğitimi için birçok yol var elbette ama ben her yöntemin her çocukta başarılı olabileceğine inanmıyorum. Çocuğuna göre hangi yöntemin daha doğru olacağına karar verilmeli.

Ben Kaan'da daha uzun ve sabır isteyen bir yol olsa da Tracy Hogg ve KimWest'in yöntemlerini tercih ettim.
Ferberyöntemi çok daha kısa sürede sonuç verse de, bizim için uygun değildi, hem ben Kaan'ı bu süreçte ağlatmak ve yıpratmak istemiyordum hem de zaten ben onu Ferber yönteminde olduğu gibi yatağına koyup odada yanlız bıraksam, arkamdan birkaç kez seslendikten sonra hemen kendini yatağının trabzanından atıp ağlayarak yanıma gelicekti.
O yüzden bu yöntemi ihtimal olarak bile düşünmedim.

Kaan'ı uykuya yatırırken kucağımda sallıyor, pışpışlıyor uyuyunca da yatağına yatırıyordum, gece uykusundan uyandığında da yatağında tekrar pışpışlıyordum, bazen biraz uğraştırsa da genelde hemen uykuya dalıyordu. Hamileliğimin ilk 3 ayı mide bulantılarımdan ötürü biraz yorucu geçiyordu. Bu yüzden hamileliğimi öğrendiğim günden sonraki gecelerde, gece uyanmalarında onu pışpışlayıp uyutacak ya da defalarca kalkıp yanına gidecek halim olmadığı için kucalayıp kendi yatağıma almaya başladım ve beraber uyumaya başladık, tabii kısa bir süre içinde bu bizim bir rutinimiz haline geldi. Gece yatarken kendi yatağında yatıyor ama ilk uyandığında bizim yatağımıza geliyor ve sabaha kadar beraber uyuyorduk.

Bu her geçen gün benim için daha zorlaşmaya başladı, Kaan benim kafamın üzerinde yatıyor bazen yastığımda kafamı koyacak yer kalmıyor ve uyumakta zorlanıyordum. Son dönemde Kaan bir de uyurken benim yanağımı tutmaya başlamıştı, gece benim yanımda yatarken uyandığında hemen eliyle yanağımı arıyor ve elini yanağıma koyup uykuya devam ediyordu.

Pışpışlama, anne yanağı tutma gibi ciddi bağımlılık yaratacak uyku yardımcılarımız vardı bizim. Gece derin uykudan hafif uykuya geçerken uyanıyor ve bu uyku yardımcılarını arıyordu, öncelikle bu uyku yardımcıları yerine Tracy Hogg yönteminin önerdiği gibi bir uyku oyuncağı koymak ilk hedefimdi böylece gece uyandığında uyku oyuncağına sarılıp uykusuna devam edebilecekti. Bu uyku arkadaşı tüylü ya da sert olmayan, yumuşak, gece uyurken ona zarar vermeyecek, tutabileceği, oynayabileceği kol bacak gibi çıkıntıları olan, mümkünse bezden bir oyuncak olmalıydı. Kaan Mickey mouse çok sevdiği için yeni aldığımız Mickey sini onun uyku oyuncağı yaptım.  Zor olacağını tahmin etsem de denemekte karalıydım. İlk  gece Mickey'i Kaan'ın yatağına koydum ve Kaan'a Mickey'nin onun uyku arkadaşı olduğunu ve artık geceleri yatağında onunla birlikte uyuyacağını anlattım. İlk önce çok sevindi, bu kadar kolay kabullenmesine şaşırmıştım doğrusu.

Uyku eğitimine başladığımız ilk gece önce onunla konuştum, artık büyüdüğünü ve kendi yatağında kendi kendine yatabileceğimi anlattım,  Mickey'i yanına verdim ve beraber uyuyabileceklerini söyledim.Kaan Mickey'i asla yatağında istemedi, gitsin anne gitsin diye bağırdı. Sonra anne kucaaaaak!!!! diye isyanlar başladı! yatağından onu almamı istedi, Mickey'i yataktan aldım, sakinleşti ve ona tekrar kendi yatağında kendi kendine uyuyabileceğini ve o uyuyuncaya kadar da yatağının başucunda olacağımı söyledim. Bu sefer anne pışpış yap krizi başladı, elimi tutup poposuna, sırtına koydu, annecim pışpış yaaap!
Ben de ısrarla el temasını kesmeye çalışıyordum yoksa yine gece uyandığında uykuya dalmak için o pışpışa ihtiyaç duyacaktı. Sonra müzik kutusundan onu sakinleştirecek bir müzik açtım. Müzik kutusunun ışığını da açarak odayı hafif aydınlattım, böylece beni görebiliyordu. Yatağının başından ayrılmadım. Bana da küçük bir yastık verdi 'anne sen de yat burda' dedi. Ben de trabzana yastığımı koydum hadi kapat gözlerini uyuyoruz dedim. 1 saat boyunca anne pış pış yap, anne sırtımı kaşı, anne saçıma dokun, anne sen de burda yat sözleriyle geçti. Her seferinde artık böyle şeylere ihtiyacı olmadığını, büyüdüğünü, kendi kendine uyuyabileceğini, isterse onun Mickey'e pış pış yapabileceğini, benim onu başucunda beklediğimi, yanında olduğumu defalarca ve defalarca bıkmadan söyledim. Yaklaşık 1,5 saat sonra uykuya daldı!!. Evet çok yorulmuştum, özellikle hamile halimle o kadar süre ayakta durmak beni hayli yormuştu ama zaten hemen uyumasını da beklemiyordum, bu zamanla olucaktı. Aynı zamanda sinirlerime de hakim olmaya çalıştım çünkü kolay bir süreç değil, bir an yeter pes ediyorum dedirtecek bir süreç ama ben kendimi önceden hazırladım, zor olacaktı biliyordum ve asla geri dönmeyecektim. Çünkü eğer geri dönersem, daha büyük bir yatak alıp, bebek doğduktan sonra 4 kişi yatmaya başlayacaktık!

Gece sabaha kadar 3-4 defa da uyandı anneeee, anneeeee geeel! diye yatağından seslendi, ben zaten gece seslenir de duymam, yine yatağından atlar endişesiyle kuş uykusunda uyuyordum, neredeyse kıpırdansa kalkıp koşucam. Her uyanışında yine pış pış istedi ve yatağının başında yatmamı, ben de hiç verdiğim karardan dönmeden pış pış yapmadan, müziğini açarak, uyumasını bekledim. İlk yattığı zamanki kadar olmasa da her uyandığında da tekrar uykuya dalması kolay olmadı.

Kolay olmayacak Pelin dayan, sabret!

ilk geceden sonra kendime söylediğim tek şey oldu.

Pedegogumuz böyle bir eğitime özellikle de hamile olduğum için tek başıma başlamamamı önermişti, yorulucaksınız, ertesi gün çocukla ilgilenicek birileri olsun evde demişti, işte o sabah tam olarak ne demek istediğini çok iyi anlamıştım, resmen sürünüyordum hem yorgunluktan, hem uykusuzluktan ama idare etmek zorundaydım. Böyle bir eğitim öncesinde imkanınız var ise size yardımcı olabilecek bir yakınınız evde olsun, kesinlikle tavsiye ederim.

İlk hafta, defalarca sarfedilen anne pış pış yap, anne saçıma dokun, anne suyum nerde?, anne sütüm nerde? anne üstümü ört, anne Mickey gitsin, anne sen burda yat, cümleleri ve sorularıyla geçti. Uykuya dalamıyor ve oyalanıyordu, ona da hak veriyordum bir günde elinden bütün alışkanlıkları alındı haliyle nasıl uyuyacağını şaşırdı, boşluğa düştü. Tek çabam bu boşluğu doldurmaktı, o zaman tüm sorunlarımız hallolacaktı. Müziğini seviyordu ve onu açmamı istiyordu, bazen kendisi açıyor uyuduğu müziği arıyordu, buna alışması da benim için iyiydi. Yine yaklaşık 1- 1,5 saat süren mücadelelerimiz olsa da, ilk geceden sonra yatağından kalkmak istemedi hiç, orada yatmayı kabullendi, anne babanın odasına gidicem talebinde hiç bulunmadı.



İkinci hafta uyku oyuncağını Mickey'yi kabullendi, artık 'canım Mickey'im canım', diyerek ona sarılmaya, anne biz beraber uyuycaz demeye başladı, anne pış pış yap cümlesi hayatımızdan çıkmıştı!, çok mutluydum, yatağına yatırırken, Mickeyi veriyor ve hemen müziğini açıyordum. Fakat saatlece ayakta durmaktan da çok yorulduğum için ona da bir çözüm bulmam gerekiyordu, gün içinde evde oyunlarımızda, resim yaparken hep annenin çocuğunu yatırması hikayesini konuştum onunla, anne bebeği yatağına yatırır ve koltukta oturarak onun uyumasını bekler, diye. Akşam da yatağına yatırınca bunu ona anlattım, annecim, bundan sonra ben koltukta oturarak seni bekliycem, ayakta çok yoruluyorum merak etme her seslendiğinde yanındayım, diye. Bu sefer de buna alışmamız birkaç gün sürdü, anne gel burda yat, oturma gel diye defalarca söylendi. Gece uyanmalarımız gecede 2 ye düştü, ben yine uyur uyanık durumdayım tabi, anne dediği anda yataktan fırlıyorum. Sarhoş gibi geçirdiğim ikinci haftanın içinde haftasonu bir gece baba diye seslendiğinde, babası kalkıp onu uyuttu. Ertesi gün öğle uykusuna yatırırken bana, anne pış pış yap dedi! resmen birden gözlerim dolmuştu, o an eşimin gece onu pışpışlayarak uyuttuğunu anladım, yapmadım ama zor uyuttum. Eşimle konuştum ve bir daha böyle birşey yapmamasını rica ettim. Biz eşimle konuşurken Kaan uyandı ve babasının kucağında uyumak istedi, yatağına yatırdığı an uyanıyor ve babayı istiyordu! çocuk işte hemen alışkanlığına geri dönebiliyordu, bunca emeğim boşa gidicek diye resmen ağlıycaktım. Baba için bu durum biraz sert bir geçiş olabiliyor bazen, ben fiziksel teması bu bağımlılığı kesmeye çalışırken, o çocuğuma dokunamıycak mıyım şeklinde algılayabiliyor. Ama ilk günler, ilk haftalar bu bağımlılıktan kurtuluncaya kadar anne babanın birlikte istikrarlı bir şekilde hareket etmesi çok çok önemli! aksi halde çocuk için de ebeveynler için de daha zor ve yorucu bir süreç oluyor. Çocuk kendi kendine uyumayı öğrendikten sonra bu bağımlılıklara zaten geri dönüş yapmayacaktır.

Bir sonraki hafta uyku oyuncağına ve müziğine alışmış, yatmadan önce uyku oyuncağıyla sohbet eden, ona uyku saatinin geldiğini ve beraber uyuyacaklarını anlatan, benim onu yatırdıktan sonra koltukta oturmamı isteyen bir oğlum vardı. Gayet iyi ilerliyorduk, gece uykuya dalış süremiz 45 dk ya inmişti, yatağına yattıktan sonra sadece 1-2 defa kalkıp suyunu istiyor ve anne üstümü ört, anne bir daha ört gibi isteklerimiz oluyordu. Geceleri de 1-2 kez uyanmalarımız devam ediyor, anne ya da baba diye sesleniyor ama tekrar uykuya dalma süremiz gittikçe kısalıyordu. Odasına girdiğimde burdayım annecim hadi yat, diyip üstünü örtüyordum, müziğini açıp biraz bekledikten sonra odasından çıkıyordum. Gece uyanmalarının azalması bile yavaş yavaş kendi kendine uykuya dalabildiğini gösteriyordu, böylece ben de biraz daha fazla uyuyabiliyordum.

Seçtiğim yol uzun bir yoldu, öyle birkaç günde sonuca götüren bir çözüm değildi kabul ediyorum ama dediğim gibi benim çocuğuma böyle bir yol uygundu. Aşırı bağımlılığımızı birden kesmek bizde daha farklı, tamiri daha zor olucak manevi sorunlara yol açabilirdi. Yoruluyordum, yoruluyorduk, bazen eşim bile çok uzun sürmedi mi, alışamıycak galiba cümleleri sarfetti ama ben vazgeçmemeye kararlıydım elbet bir gün tamamen kendi kendine, gece uyanmadan uyuyacağı günler gelecekti.

Her gün aynı saatte yatırmaya özen gösterdim, uyku öncesi rutinlerinin çok önemli olduğuna kesinlikle çok inananlardanım, bu yüzden rutinlerimizi aksatmadan uyguladık, önce banyo, sonra kremle masaj, süt içme, diş fırçalama. Ardından da uyuyacağını biliyordu ve hiç itirazsız yatağa gidiyorduk. Bu süreçte sosyal hayatımızı da bu şekilde planladık, uyku saatinden önce evde olduk, sadece yatağında uyumasına özen gösterdik, düzen bozulmasın diye bu süreçte seyahat planlarımı erteledim ve gece uyandığında yorgunluktan ölsem de asla kendi yatağımıza almadım. Annenin kararlılığı burda çok önemli, sinirlerim bozulmadı mı evet bazen yorgunluktan kendime yenildiğim anlar oldu, bu süreçte hep eşim devreye girdi, o uyuttu gece o uyandı. Ben de kısa sürede kendimi toparlayıp, hep sen ona birşey öğretiyorsun ve bunun tam sırası, erteleyemezsin sözleriyle telkin ettim. Birkaç ay sonra Allah'ın izniyle hayatımıza katılacak bir bebek öncesi bu hazırlığı yapmaya mecburdum. Her geçen gün daha iyiye gidiyor olmamızda beni motive ediyordu.

Bu süreçte öğlen uykularımız daha kolay ve hızlı olmaya başladı, yatağına yattıktan sonra, şarkı söyleyerek, müziğini değiştirerek geçirdiği bir 10 dk sonra uyuyakalıyordu.



4. haftada bir gece sabaha karşı uyanarak yatağından atlayıp, ağlayarak bizim yatak odamız geldi, eşimle şok olmuştuk, tekrar o yüksek trabzanından atlamıştı, çok korkmuştum, nasıl sesini duymayız diye bir yandan kendimize kızıyor bir yandan da anlam veremiyorduk. Ertesi gün bunu nasıl yaptığını, o yataktan nasıl indiğini sordum ona ve göstermesini istedim, o kadar profesyonelce yatağın trabzanında indi ve geri yatağına çıktı ki, artık trabzanın inme vakti gelmiş dedik ve trabzanı indirdik. Yine de gece uyku sersemi yatağından inerken birşey olabilir diye ona inmemesini,, sadece bize seslenmesini ve yatağında beklemesini söyledim. Sonraki birkaç gece biraz huzursuz uyusam da, sonra bir daha böyle birşey olmadı.

Sonraki hafta düzenimiz daha da oturmuştu, öğle uykularında neredeyse yatağına yatırır yatırmaz uyuyakalıyordu, gece uykuya dalmalarımız yine anne su, anne üstümü ört, anne Mickey nerde? bahaneleriyle biraz sürsede çok daha kolay oluyordu ve artık geceleri sadece 1 kez uyanıyor, bazen bana bazen babasına sesleniyor ve odasında bizi gördüğü an tekrar başını yastığına koyup uyumaya devam ediyordu, ben yine de uyanır belki diye birkaç dakika odasında bekleyip çıkıyordum.

6. haftada öğle uykusu öncesi bana ilk kez anne uykum geldi, yatıcam ben dedi!!! Kendiliğinden, ben hadi uyku vakti geldi demeden, inanamadım. Beraber odasına gittik, kıyafetlerini değiştirdik ve yatağıma yatıcam ben, uykum geldi! dedi, yatağına koydum ve birkaç dakika içinde uyudu! Bu benim için gerçekten tarifi olmayan bir mutluluktu. Sadece o güne mahsus bir olay mıydı diye düşünmedim değil ama sonraki günlerde de bu böyle devam etti.

Kaan artık uykusunun geldiğini kendi söylüyor, uyumak istiyorum ben, uykum geldi, diyor, ya da ben rahatlıkla soruyorum annecim uykun geldi mi yatalım mı? diye. Artık geceleri de soruyorum, hayır derse biraz daha bekliyorum çünkü o süreyi yatakta oyalanarak geçiricez biliyorum, kısa bir süre sonra uykusunun geldiğini söylüyor ve yatıyoruz. En güzel haber de artık geceleri hiç uyanmadan sabaha kadar yatağında uyuyor!!!! Böylece evde herkes uykusunu almış bir şekilde yeni bir güne uyanıyor.

Bölük pörçük uykularla geçen, yorgunluktan tükendiğim, eşimle uykusuzluktan sarhoş gibi olduğumuz günler, haftalar sonrasında Kaan'ın artık geceleri hiç uyanmadan sabaha kadar uyuduğunu ilk birkaç gün eşimle birbirimize bile telafuz edemedik. Geceleri henüz yatağına yatırıp, hemen odasından çıkmasam da, artık uykusunun geldiğini söylüyor, kendi yatağında ve daha kolay uyuyor, uyku bağımlılıklarımız bitti, yormuyor ve gece hiç uyanmıyor. Daha ne isterim ki??? Uyku eğitimimizi tamamlamanın mutluluğu içerisindeyiz!



Uyku eğitimine başlama niyetinde olan annelere tavsiyem, ilk önce bu süreç için kendinizi hazırlayın, gerçekten yorucu, yıpratıcı ve pes ettirecek bir süreç olabiliyor, sonra arkadaşınızın çocuğuna uyguladığı yöntemi değil çocuğunuz için uygun olan yöntemi belirleyin, eşinizi ve diğer yakın aile bireylerini bu sürece hazırlayın ve kararlı olun! Pes etmek her seferinde sıfırdan başlamak demek, ona da size de daha zor demek, hazır değilseniz hiç başlamayın ve sıklıkla ona birşey öğrettiğinizi kendinize hatırlatın!


Uyku eğitimine başlama niyetinde olan, yeni başlamış ya da sürecinde olan tüm annelere, bebeklerinin sabaha kadar mışıl mışıl uyuduğu günlerin biran önce gelmesini diliyorum, umarım en kısa sürede, çok yorulmadan sonuca ulaşırsınız. Sonunda deliksiz uyuyacağınız günler sizi bekliyor, unutmayın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder