Geçtiğimiz haftalarda en son Kaan'ın öğle uykusundan uyanıp da,
yatağının trabzanından atlayarak yanımıza ağlayarak gelmesiyle, o gece uyku
eğitimine başlama kararı almıştım. Uyku eğitimi için birçok yol var elbette ama
ben her yöntemin her çocukta başarılı olabileceğine inanmıyorum. Çocuğuna göre
hangi yöntemin daha doğru olacağına karar verilmeli.
Ben Kaan'da daha uzun ve sabır isteyen bir yol olsa da Tracy Hogg ve KimWest'in yöntemlerini tercih ettim.
Ferberyöntemi çok daha kısa sürede sonuç verse de, bizim için uygun değildi, hem ben
Kaan'ı bu süreçte ağlatmak ve yıpratmak istemiyordum hem de zaten ben onu
Ferber yönteminde olduğu gibi yatağına koyup odada yanlız bıraksam, arkamdan
birkaç kez seslendikten sonra hemen kendini yatağının trabzanından atıp
ağlayarak yanıma gelicekti.
O yüzden bu
yöntemi ihtimal olarak bile düşünmedim.
Kaan'ı uykuya yatırırken kucağımda sallıyor, pışpışlıyor uyuyunca da
yatağına yatırıyordum, gece uykusundan uyandığında da yatağında tekrar
pışpışlıyordum, bazen biraz uğraştırsa da genelde hemen uykuya dalıyordu. Hamileliğimin
ilk 3 ayı mide bulantılarımdan ötürü biraz yorucu geçiyordu. Bu yüzden
hamileliğimi öğrendiğim günden sonraki gecelerde, gece uyanmalarında onu
pışpışlayıp uyutacak ya da defalarca kalkıp yanına gidecek halim olmadığı için
kucalayıp kendi yatağıma almaya başladım ve beraber uyumaya başladık, tabii
kısa bir süre içinde bu bizim bir rutinimiz haline geldi. Gece yatarken kendi
yatağında yatıyor ama ilk uyandığında bizim yatağımıza geliyor ve sabaha kadar
beraber uyuyorduk.
Bu her geçen gün benim için daha zorlaşmaya başladı, Kaan benim kafamın
üzerinde yatıyor bazen yastığımda kafamı koyacak yer kalmıyor ve uyumakta
zorlanıyordum. Son
dönemde Kaan bir de uyurken benim yanağımı tutmaya başlamıştı, gece benim
yanımda yatarken uyandığında hemen eliyle yanağımı arıyor ve elini yanağıma
koyup uykuya devam ediyordu.
Pışpışlama,
anne yanağı tutma gibi ciddi bağımlılık yaratacak uyku yardımcılarımız vardı
bizim. Gece derin uykudan hafif uykuya geçerken uyanıyor ve bu uyku
yardımcılarını arıyordu, öncelikle bu uyku yardımcıları yerine Tracy Hogg
yönteminin önerdiği gibi bir uyku oyuncağı koymak ilk hedefimdi böylece gece
uyandığında uyku oyuncağına sarılıp uykusuna devam edebilecekti. Bu uyku
arkadaşı tüylü ya da sert olmayan, yumuşak, gece uyurken ona zarar vermeyecek,
tutabileceği, oynayabileceği kol bacak gibi çıkıntıları olan, mümkünse bezden
bir oyuncak olmalıydı. Kaan Mickey mouse çok sevdiği için yeni aldığımız Mickey
sini onun uyku oyuncağı yaptım. Zor olacağını
tahmin etsem de denemekte karalıydım. İlk
gece Mickey'i Kaan'ın yatağına koydum ve Kaan'a Mickey'nin onun uyku
arkadaşı olduğunu ve artık geceleri yatağında onunla birlikte uyuyacağını
anlattım. İlk önce çok sevindi, bu kadar kolay kabullenmesine şaşırmıştım
doğrusu.
Uyku
eğitimine başladığımız ilk gece önce onunla konuştum, artık büyüdüğünü ve kendi
yatağında kendi kendine yatabileceğimi anlattım, Mickey'i yanına verdim ve beraber
uyuyabileceklerini söyledim.Kaan Mickey'i asla yatağında istemedi, gitsin anne
gitsin diye bağırdı. Sonra anne kucaaaaak!!!! diye isyanlar başladı! yatağından
onu almamı istedi, Mickey'i yataktan aldım, sakinleşti ve ona tekrar kendi
yatağında kendi kendine uyuyabileceğini ve o uyuyuncaya kadar da yatağının
başucunda olacağımı söyledim. Bu sefer anne pışpış yap krizi başladı, elimi
tutup poposuna, sırtına koydu, annecim pışpış yaaap!
Ben de
ısrarla el temasını kesmeye çalışıyordum yoksa yine gece uyandığında uykuya
dalmak için o pışpışa ihtiyaç duyacaktı. Sonra müzik kutusundan onu
sakinleştirecek bir müzik açtım. Müzik kutusunun ışığını da açarak odayı hafif
aydınlattım, böylece beni görebiliyordu. Yatağının başından ayrılmadım. Bana da
küçük bir yastık verdi 'anne sen de yat burda' dedi. Ben de trabzana yastığımı
koydum hadi kapat gözlerini uyuyoruz dedim. 1 saat boyunca anne pış pış yap,
anne sırtımı kaşı, anne saçıma dokun, anne sen de burda yat sözleriyle geçti.
Her seferinde artık böyle şeylere ihtiyacı olmadığını, büyüdüğünü, kendi
kendine uyuyabileceğini, isterse onun Mickey'e pış pış yapabileceğini, benim
onu başucunda beklediğimi, yanında olduğumu defalarca ve defalarca bıkmadan söyledim.
Yaklaşık 1,5 saat sonra uykuya daldı!!. Evet çok yorulmuştum, özellikle hamile
halimle o kadar süre ayakta durmak beni hayli yormuştu ama zaten hemen
uyumasını da beklemiyordum, bu zamanla olucaktı. Aynı zamanda sinirlerime de
hakim olmaya çalıştım çünkü kolay bir süreç değil, bir an yeter pes ediyorum
dedirtecek bir süreç ama ben kendimi önceden hazırladım, zor olacaktı biliyordum
ve asla geri dönmeyecektim. Çünkü eğer geri dönersem, daha büyük bir yatak
alıp, bebek doğduktan sonra 4 kişi yatmaya başlayacaktık!
Gece sabaha
kadar 3-4 defa da uyandı anneeee, anneeeee geeel! diye yatağından seslendi, ben
zaten gece seslenir de duymam, yine yatağından atlar endişesiyle kuş uykusunda
uyuyordum, neredeyse kıpırdansa kalkıp koşucam. Her uyanışında yine pış pış
istedi ve yatağının başında yatmamı, ben de hiç verdiğim karardan dönmeden pış
pış yapmadan, müziğini açarak, uyumasını bekledim. İlk yattığı zamanki kadar
olmasa da her uyandığında da tekrar uykuya dalması kolay olmadı.
Kolay
olmayacak Pelin dayan, sabret!
ilk geceden
sonra kendime söylediğim tek şey oldu.
Pedegogumuz
böyle bir eğitime özellikle de hamile olduğum için tek başıma başlamamamı
önermişti, yorulucaksınız, ertesi gün çocukla ilgilenicek birileri olsun evde
demişti, işte o sabah tam olarak ne demek istediğini çok iyi anlamıştım, resmen
sürünüyordum hem yorgunluktan, hem uykusuzluktan ama idare etmek zorundaydım.
Böyle bir eğitim öncesinde imkanınız var ise size yardımcı olabilecek bir
yakınınız evde olsun, kesinlikle tavsiye ederim.
İlk hafta, defalarca
sarfedilen anne pış pış yap, anne saçıma dokun, anne suyum nerde?, anne sütüm
nerde? anne üstümü ört, anne Mickey gitsin, anne sen burda yat, cümleleri ve
sorularıyla geçti. Uykuya dalamıyor ve oyalanıyordu, ona da hak veriyordum bir
günde elinden bütün alışkanlıkları alındı haliyle nasıl uyuyacağını şaşırdı,
boşluğa düştü. Tek çabam bu boşluğu doldurmaktı, o zaman tüm sorunlarımız
hallolacaktı. Müziğini seviyordu ve onu açmamı istiyordu, bazen kendisi açıyor
uyuduğu müziği arıyordu, buna alışması da benim için iyiydi. Yine yaklaşık 1-
1,5 saat süren mücadelelerimiz olsa da, ilk geceden sonra yatağından kalkmak
istemedi hiç, orada yatmayı kabullendi, anne babanın odasına gidicem talebinde
hiç bulunmadı.
İkinci
hafta uyku oyuncağını Mickey'yi kabullendi, artık 'canım Mickey'im canım',
diyerek ona sarılmaya, anne biz beraber uyuycaz demeye başladı, anne pış pış
yap cümlesi hayatımızdan çıkmıştı!, çok mutluydum, yatağına yatırırken, Mickeyi
veriyor ve hemen müziğini açıyordum. Fakat saatlece ayakta durmaktan da çok
yorulduğum için ona da bir çözüm bulmam gerekiyordu, gün içinde evde
oyunlarımızda, resim yaparken hep annenin çocuğunu yatırması hikayesini
konuştum onunla, anne bebeği yatağına yatırır ve koltukta oturarak onun
uyumasını bekler, diye. Akşam da yatağına yatırınca bunu ona anlattım, annecim,
bundan sonra ben koltukta oturarak seni bekliycem, ayakta çok yoruluyorum merak
etme her seslendiğinde yanındayım, diye. Bu sefer de buna alışmamız birkaç gün
sürdü, anne gel burda yat, oturma gel diye defalarca söylendi. Gece
uyanmalarımız gecede 2 ye düştü, ben yine uyur uyanık durumdayım tabi, anne
dediği anda yataktan fırlıyorum. Sarhoş gibi geçirdiğim ikinci haftanın içinde haftasonu
bir gece baba diye seslendiğinde, babası kalkıp onu uyuttu. Ertesi gün öğle
uykusuna yatırırken bana, anne pış pış yap dedi! resmen birden gözlerim
dolmuştu, o an eşimin gece onu pışpışlayarak uyuttuğunu anladım, yapmadım ama
zor uyuttum. Eşimle konuştum ve bir daha böyle birşey yapmamasını rica ettim.
Biz eşimle konuşurken Kaan uyandı ve babasının kucağında uyumak istedi,
yatağına yatırdığı an uyanıyor ve babayı istiyordu! çocuk işte hemen alışkanlığına
geri dönebiliyordu, bunca emeğim boşa gidicek diye resmen ağlıycaktım. Baba
için bu durum biraz sert bir geçiş olabiliyor bazen, ben fiziksel teması bu
bağımlılığı kesmeye çalışırken, o çocuğuma dokunamıycak mıyım şeklinde
algılayabiliyor. Ama ilk günler, ilk haftalar bu bağımlılıktan kurtuluncaya
kadar anne babanın birlikte istikrarlı bir şekilde hareket etmesi çok çok
önemli! aksi halde çocuk için de ebeveynler için de daha zor ve yorucu bir
süreç oluyor. Çocuk kendi kendine uyumayı öğrendikten sonra bu bağımlılıklara
zaten geri dönüş yapmayacaktır.
Bir sonraki
hafta uyku oyuncağına ve müziğine alışmış, yatmadan önce uyku oyuncağıyla
sohbet eden, ona uyku saatinin geldiğini ve beraber uyuyacaklarını anlatan,
benim onu yatırdıktan sonra koltukta oturmamı isteyen bir oğlum vardı. Gayet
iyi ilerliyorduk, gece uykuya dalış süremiz 45 dk ya inmişti, yatağına
yattıktan sonra sadece 1-2 defa kalkıp suyunu istiyor ve anne üstümü ört, anne
bir daha ört gibi isteklerimiz oluyordu. Geceleri de 1-2 kez uyanmalarımız
devam ediyor, anne ya da baba diye sesleniyor ama tekrar uykuya dalma süremiz
gittikçe kısalıyordu. Odasına girdiğimde burdayım annecim hadi yat, diyip
üstünü örtüyordum, müziğini açıp biraz bekledikten sonra odasından çıkıyordum.
Gece uyanmalarının azalması bile yavaş yavaş kendi kendine uykuya dalabildiğini
gösteriyordu, böylece ben de biraz daha fazla uyuyabiliyordum.
Seçtiğim
yol uzun bir yoldu, öyle birkaç günde sonuca götüren bir çözüm değildi kabul
ediyorum ama dediğim gibi benim çocuğuma böyle bir yol uygundu. Aşırı
bağımlılığımızı birden kesmek bizde daha farklı, tamiri daha zor olucak manevi
sorunlara yol açabilirdi. Yoruluyordum, yoruluyorduk, bazen eşim bile çok uzun
sürmedi mi, alışamıycak galiba cümleleri sarfetti ama ben vazgeçmemeye
kararlıydım elbet bir gün tamamen kendi kendine, gece uyanmadan uyuyacağı
günler gelecekti.
Her gün
aynı saatte yatırmaya özen gösterdim, uyku öncesi rutinlerinin çok önemli
olduğuna kesinlikle çok inananlardanım, bu yüzden rutinlerimizi aksatmadan
uyguladık, önce banyo, sonra kremle masaj, süt içme, diş fırçalama. Ardından da
uyuyacağını biliyordu ve hiç itirazsız yatağa gidiyorduk. Bu süreçte sosyal hayatımızı
da bu şekilde planladık, uyku saatinden önce evde olduk, sadece yatağında
uyumasına özen gösterdik, düzen bozulmasın diye bu süreçte seyahat planlarımı
erteledim ve gece uyandığında yorgunluktan ölsem de asla kendi yatağımıza
almadım. Annenin kararlılığı burda çok önemli, sinirlerim bozulmadı mı evet
bazen yorgunluktan kendime yenildiğim anlar oldu, bu süreçte hep eşim devreye
girdi, o uyuttu gece o uyandı. Ben de kısa sürede kendimi toparlayıp, hep sen
ona birşey öğretiyorsun ve bunun tam sırası, erteleyemezsin sözleriyle telkin
ettim. Birkaç ay sonra Allah'ın izniyle hayatımıza katılacak bir bebek öncesi
bu hazırlığı yapmaya mecburdum. Her geçen gün daha iyiye gidiyor olmamızda beni
motive ediyordu.
Bu süreçte
öğlen uykularımız daha kolay ve hızlı olmaya başladı, yatağına yattıktan sonra,
şarkı söyleyerek, müziğini değiştirerek geçirdiği bir 10 dk sonra
uyuyakalıyordu.
4. haftada
bir gece sabaha karşı uyanarak yatağından atlayıp, ağlayarak bizim yatak odamız
geldi, eşimle şok olmuştuk, tekrar o yüksek trabzanından atlamıştı, çok
korkmuştum, nasıl sesini duymayız diye bir yandan kendimize kızıyor bir yandan
da anlam veremiyorduk. Ertesi gün bunu nasıl yaptığını, o yataktan nasıl
indiğini sordum ona ve göstermesini istedim, o kadar profesyonelce yatağın
trabzanında indi ve geri yatağına çıktı ki, artık trabzanın inme vakti gelmiş
dedik ve trabzanı indirdik. Yine de gece uyku sersemi yatağından inerken birşey
olabilir diye ona inmemesini,, sadece bize seslenmesini ve yatağında beklemesini
söyledim. Sonraki birkaç gece biraz huzursuz uyusam da, sonra bir daha böyle
birşey olmadı.
Sonraki
hafta düzenimiz daha da oturmuştu, öğle uykularında neredeyse yatağına yatırır
yatırmaz uyuyakalıyordu, gece uykuya dalmalarımız yine anne su, anne üstümü
ört, anne Mickey nerde? bahaneleriyle biraz sürsede çok daha kolay oluyordu ve
artık geceleri sadece 1 kez uyanıyor, bazen bana bazen babasına sesleniyor ve
odasında bizi gördüğü an tekrar başını yastığına koyup uyumaya devam ediyordu,
ben yine de uyanır belki diye birkaç dakika odasında bekleyip çıkıyordum.
6. haftada
öğle uykusu öncesi bana ilk kez anne uykum geldi, yatıcam ben dedi!!!
Kendiliğinden, ben hadi uyku vakti geldi demeden, inanamadım. Beraber odasına
gittik, kıyafetlerini değiştirdik ve yatağıma yatıcam ben, uykum geldi! dedi, yatağına
koydum ve birkaç dakika içinde uyudu! Bu benim için gerçekten tarifi olmayan
bir mutluluktu. Sadece o güne mahsus bir olay mıydı diye düşünmedim değil ama
sonraki günlerde de bu böyle devam etti.
Kaan artık
uykusunun geldiğini kendi söylüyor, uyumak istiyorum ben, uykum geldi, diyor,
ya da ben rahatlıkla soruyorum annecim uykun geldi mi yatalım mı? diye. Artık
geceleri de soruyorum, hayır derse biraz daha bekliyorum çünkü o süreyi yatakta
oyalanarak geçiricez biliyorum, kısa bir süre sonra uykusunun geldiğini
söylüyor ve yatıyoruz. En güzel haber de artık geceleri hiç uyanmadan sabaha
kadar yatağında uyuyor!!!! Böylece evde herkes uykusunu almış bir şekilde yeni
bir güne uyanıyor.
Bölük
pörçük uykularla geçen, yorgunluktan tükendiğim, eşimle uykusuzluktan sarhoş
gibi olduğumuz günler, haftalar sonrasında Kaan'ın artık geceleri hiç uyanmadan
sabaha kadar uyuduğunu ilk birkaç gün eşimle birbirimize bile telafuz edemedik.
Geceleri henüz yatağına yatırıp, hemen odasından çıkmasam da, artık uykusunun
geldiğini söylüyor, kendi yatağında ve daha kolay uyuyor, uyku
bağımlılıklarımız bitti, yormuyor ve gece hiç uyanmıyor. Daha ne isterim ki???
Uyku eğitimimizi tamamlamanın mutluluğu içerisindeyiz!
Uyku
eğitimine başlama niyetinde olan annelere tavsiyem, ilk önce bu süreç için
kendinizi hazırlayın, gerçekten yorucu, yıpratıcı ve pes ettirecek bir süreç
olabiliyor, sonra arkadaşınızın çocuğuna uyguladığı yöntemi değil çocuğunuz
için uygun olan yöntemi belirleyin, eşinizi ve diğer yakın aile bireylerini bu
sürece hazırlayın ve kararlı olun! Pes etmek her seferinde sıfırdan başlamak
demek, ona da size de daha zor demek, hazır değilseniz hiç başlamayın ve
sıklıkla ona birşey öğrettiğinizi kendinize hatırlatın!
Uyku
eğitimine başlama niyetinde olan, yeni başlamış ya da sürecinde olan tüm
annelere, bebeklerinin sabaha kadar mışıl mışıl uyuduğu günlerin biran önce
gelmesini diliyorum, umarım en kısa sürede, çok yorulmadan sonuca ulaşırsınız.
Sonunda deliksiz uyuyacağınız günler sizi bekliyor, unutmayın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder