Kaan
doğduğundan beri iştahlı bir çocuktu, ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslendi,
16.aya kadar da anne sütü takviyesiyle beslenmesine devam ettik. 6. ayda
başladığımız ek gıdalara hızlı adapte oldu ve meyve püreleri, sebze çorbaları
ve yoğurdu gayet severek yedi.
Pütürlü çok sevmediği için hep blendar kullandım
belki de benim zorlamamam yüzünden pütürlü gıdalara alışmadı bilmiyorum ama
yemediği hiçbir sebze olmadı. Zamanla köfteye ve balığa alıştı, makarnalar,
pilav, sebze yemekleri derken beslenmemizde hiçbir sıkıntı yoktu. Sebze
çorbalarının içine de etini koyuyor ve o şekilde yediriyordum.
20. aydan
sonra ise seçici olmaya ve yemeklerde itirazda bulunmaya başladı, bunu hem yaz
sıcaklarına, biraz da 2 yaş sendromuna bağlamıştım. Doktorum ve doktor babam 'çok
zorlama bu sıcakta biz bile zor yiyoruz, bırak istediği gibi yesin' diyince
doktorların sözünü dinledim ve çok zorlamadım. Ekim ayında yazlıktan İstanbul'a
döndüğümüzde Kaan'ın yemek düzeni yavaş yavaş düzene girmeye başladı ama asla
eski iştahı gibi olmadı, aslında iştahtan öte seçici olmaya başladı. Yediği
yemeklere itirazlar başladı. Sürekli aynı yemeği yemek istemeler ve giderek
artan itirazlar! ilk başta ısrarla bu durumu kabullenmek istemedim ve sürekli
kendime bahaneler uydururken buldum kendimi.
Arkadaş çevremden Pelin her çocukta böyle yememe dönemleri olur, bırak
kendi haline geçicek telkinlerini de duydum. Ama her geçen gün daha da seçici
olmaya başlayınca, oğlumun eski iştahı olmadığını kabullendim ve kendimi
doktorda buldum!
Doktorumuzun
bana ilk tavsiyesi ara öğünleri kaldırmam gerektiği oldu. Çünkü Kaan ara
öğünlerde atıştırmayı çok seviyor. Ara öğünlerde sürekli atıştıran çocuk ana
öğünde çok acıkmaz ve yemez dedi. Ana öğünlerin çok önemli olduğu ve kesinlikle
günde 3 öğün yemesi gerektiği ve sadece öğle öğünüyle akşam öğünü arasında 1
ara öğün olarak meyve yemesi gerektiğini söyledi.
Kaan'ın daha
küçükken ana öğünler dışında atıştırma talepleri olmuyordu, daha doğrusu
bilmiyordu ve ana öğünlerini çok acıkmış olarak yiyordu ama büyüdükçe sevdiği
atıştırmalıklar olmaya başladı. Bunların başında da kuru kayısı, kuru incir,
kuru üzüm ve ceviz geliyor. Kahvaltısından sonra hemen anne ceviz, anne kuru
üzüm diye başlıyor, ben de veriyordum. Fakat doktorumuz bu kuruyemiş gibi
alerjen gıdaların 3 yaşına kadar kesinlikle vermemem gerektiğini özellikle
altını çizerek söyledi. Kaan alerjik bünyeli de bir çocuk olduğu için
kuruyemişleri 36. ayın sonunda tüketmemiz gerektiğini önerdi. Fazla kuruyemiş
tüketimi çocukta büyüme geriliğine bile sebep olabiliyormuş. Kaan ne kadar çok
sevsede, her gün bana anne ceviz, incir dese de bu atıştırmalıkları
hayatımızdan kısa bir süre için çıkardık!
2 yaş
itibari ile beslenme şeklimiz de değişiyor. 2 yaşına kadar Kaan'a hergün
mutlaka 1 öğün etli bir yemek
yediriyordum. Sebze yemeklerini etli
pişiriyordum. Şimdi doktorumuzun yönlendirmesi ile akdeniz tipi beslenmeye
geçiyoruz.
· Haftada 2 kez et ama eti et olarak
tüketicek, sebze yemeklerinin içinde değil, köfte, pirzola gibi
· En az 1 gün balık, yanında haşlanmış
sebzeleriyle birlikte
· Hergün farklı sebze yemekleri,
pırasa, ıspanak, karnıbahar vb.
· Sebzelerin yanına bulgur, erişte, tam
buğday unlu makarna
· Haftada 2 kez Bakliyat, nohut, yeşil
mercimek gibi
Öğün olarak
örneklersek;
nohut
yemeği yanında bulgur ve cacık,
köfte,
erişte, yoğurt
balık
yanında haşlanmış sebzeler gibi farklı farklı öğünler sunmamı önerdi
doktorumuz.
Kaan son
zamanlarda köfteye itiraz ediyor, ben de bu yüzden eti hep sebzelerin içinde
veriyordum, balığın ise çorbasını yapıyordum ama bundan sonra biraz daha
ısrarcı olucam sanırım, blendarı hayatımızdan çıkardım, 3-5 itirazdan sonra bu
şekilde yemeğe alışır diye düşünüyorum çünkü bir yemek düzeni oluşturmamız
gerekiyor.
Kaan'la
yemek konusunda hiçbir zaman inatlaşmadım ben, çocukla inatlaşmanın bir sonraki yemeği
daha da zorlaştıracağına inanıyorum çünkü. Tabii daha küçükken hazırladığim tüm
porsiyonlar biterken şimdi kendisi doydum diyebiliyor, ben de çok fazla ısrarcı
olmuyorum, zorla asla yediremeyeceğimi biliyorum.
Doktorumuzun
yönlendirmesi ile geçtiğimiz yeni beslenme düzenimizde, ilk başlarda ne kadar
yediğini ve tabağın hepsini bitirmesini önemsemiyorum, üzülmüyor muyum, kafama
takmıyor muyum? tabiki takıyorum, üzülüyorum ama bir düzen oluşturabilmem ve bu
şekilde beslenmeye alışması için, böyle bir davranış biçimi sergilemem
gerektiğine inanıyorum. Birden bire adapte olmasını beklemiyorum tabiki, az yese de yemiş olması önemli benim için,
çünkü bu beslenme şekline aynı yemeği yedikçe zamanla tadına alışıp daha fazla
yemeğe başlayacak. Çocuklar aynı yemeği en az 10 kez yedikten sonra
alışırlarmış! Artık konuştuğu için de aç kalıcak endişesi yaşamıyorum çünkü
acıktığı zaman söylüyor.
Bizim için
ile yeni beslenme şekline adapte olmamız biraz zaman alıcak diye düşünüyorum,
sanıcılı bir süreç bizi bekliyor ama bu beslenme düzenine artık geçmemiz
gerekiyordu, buharlı pişiricimizi zaten çok önce bıraktık, tencere yemeklerini de blendır olmadan, piştiği şekilde yemesi
gerekiyor. Zaman alıcak ama alışıcak, zor olucak, itirazlar yaşanıcak ama,
onlarında bir damak zevki olduğunu unutmadan, yemediği zaman sabırlı olup
farklı alternatifler yaratarak, kavga etmeden, pes etmeden onlara öğünlerini
hazırlamak biz annelere düşüyor.
Tüm
çocuklara booool iştahlı öğünler diliyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder