2 yaş sendromuna giriş
diyorum çünkü bu sendrom giriş gelişme
ve sonuç olarak bir seri olucak sanırım.2 yaş sendromunu oğlum olmadan önce de
hep çocuklu arkadaşlarımdan dinlerdim ve itiraf ediyorum oof ne kadar da
abartıyorsunuz, gitmeyin üstüne, bu kadar kendinizi yıpratmaya değer mi derdim!
Şimdi söylediğim herşey için çok pişmanım!!!
Kaan 1,5 yaşına girdikten
sonra, yavaş yavaş 2 yaş sendromları başlıyacak ve giderek de artacak diye doktorumuz
beni uyarmıştı. 2 yaş sendromu, Kaan da ne gibi değişiklikler yaşanabileceği ve
biz ebeveynlerin nasıl davranması gerekliliği üzerine uzun uzun konuşmuştuk.
Sonraki günlerde ise hayatımızda
hiçbir değişiklik olmadı, ufak tefek istekleri ve tutturmaları dışında... Onu
da çok uzamadan çözebiliyorduk, galiba biz bu süreci hafif geçireceğiz diye
düşünmeye başlamıştım ki!, ne kadar da erken karar verdiğimi anladım!!
2 YAŞ SENDROMUNA KENDİNİZİ
HAZIRLAYIN!
Biz ebeveynlerin ilk önce
yapması gereken şey; Çocuğuma ne oluyor??, her geçen gün şımarık bir çocuk mu
oluyor?? demeden, öncelikle 2 yaş sendromunun başlıyor olduğunu ve bu sendromu sadece
kendi çocuğumuzun yaşamadığını ve bunun bir hastalık olmadığını kabul etmek. Bu
döneme çocuğumuzun bağımsızlığını geliştirdiği, birey olma yolunda ilk adımlarını
attığı bir gelişim dönemi olarak bakmak en doğrusu. Çünkü 2-3 yaş döneminin
görevi özerklik geliştirmektir. Çocuk bu dönemde bağımsızlığının farkına
varıyor, özellikle yürümeye başlayıp ilk kez annenin desteği olmadan birşey
yaptığını farkettiğinde, kendini ve etrafını kontrol edebilmek ve bu özgürlüğü
yaşamak istiyor.
Diğer yandan da bu dönem
şüphesiz ki ebeveynlerin çocukların gelişiminde en zorlandıkları ve
yoruldukları dönem oluyor.
ÇOCUĞUNUZUN DAVRANIŞLARINDA
NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER OLABİLİR???
Çok iştahlı çocuklarda dahi
yemek yemede direnme, iştahsızlık, (ki Kaan çok iştahlı bir çocuk), söz
dinlememe, herşeye 'hayır' deme!, ısrarcı davranışlarda bulunma, ağlama, uyku
uyumamak için direnme, kızınca anne-babaya vurma, oyuncaklarını fırlatma, ne
denirse tam tersini yapma ve daha ilerisi kendine zarar verme, kendini bir anda
yere fırlatma, kafasını yere ya da duvara vurma.
Bu inatlaşmalar, kendini ve
isteklerini herkese kabul ettirme çabası ve öfke nöbetlerinin tek sebebi; bebeğiniz
artık büyüyor ve o özerklik döneminde!
Bu süreçte, bu yaştaki
çocuğun dil becerilerinin de kendini çok net ifade etmesine fırsat verecek
kadar gelişmediği için, çocuğun kendini, istek ve sıkıntılarını anlatamadıkça
daha da hırçınlaşabileceği de göz ardı edilmemelidir.
PEKİ BİZ EBEVEYNLER NASIL BİR
TUTUM SERGİLEMELİYİZ???
· Öncelikle bu durum kesinlikle normal bir durum
olarak karşılanmalıdır. Onunla sakın inatlaşmayın! Çünkü bu öfke nöbetleri ve
inatlaşma henüz onun kontrol edebileceği bir durum değil, ama siz kendinizi
kontrol edebilirsiniz!!!
· Baskıcı ve engelleyici tavırlardan uzak durun!
· Israrcı olmayın, ısrarcı oldukça çocu daha çok
direniyor ve sonuç işin içinden çıkılmaz bir hal alabilir.
· Sinirlendiğinde ona sakın bağırmayın, bağırmak
yerine onu yanlız bırakın,
· 'o anlık' görmezden gelerek, sinirinin
geçmesini bekleyin.
· Sinirli olduğu anlarda, ağlayarak, tepinerek,
kendisine ya da size vurarak istediği bir
şeyi elde etmesine asla izin vermeyin, yoksa bunu size karşı kullanmaya
başlayacaktır.
· İstediği şey makul ve hemen olabilecek bir
istekse, ağlamaya, bağırmaya başlamadan
isteğini yerine getirin ki ağlayarak herşeyi elde edebileceği davranışı
yerleşmesin.
· Öfke nöbeti geçirmeye başladığında, çığlık
çığlığa ağlarken, duygularını görmezlikten gelmeyin, sevginizi gösterin, başını
okşayarak 'seni anlıyorum, çok sinirlendin ama geçicek' gibi onu anladığınızı
ifade eden cümleler kurarak sakinleştirmeye çalışın. Sarılın ve yanında
olduğunuzu hissettirin. Kesinlikle işe yarıyor, onun da size sarılıp
sakinleşeceğini göreceksiniz.
· Çocuğunuzun hayatını bir rutine ve düzene
oturtun. bu yaştaki çocuklar tekrarı ve herşeyin aynı zamanda ve aynı yerde
olmasını severmiş, bu onlarda güven duygusu oluştururmuş ve bu güven duygusu
oluşabilecek potansiyel öfke nöbetlerini engellermiş.
· Hepimiz çocuğumuzu yetiştirirken tabiki
kurallar koyup, hayatına belirli sınırlar çiziyoruz, bu dönemdeki çocuk da bu
kurallarla kendini sınırlandırılmış, engellenmiş hissediyor. Engellenmişlik
hissi de onu hırçın yapıyor aslında. Bu hisse engel olmak ve onun özerkliğini
desteklemek için ona olabildiğince az 'hayır' kelimesi kullanarak, yapamazsın,
yiyemezsin, giyemezsin demek yerine ona 2-3 seçenek sunun. Bırakın ne
giyeceğine sizin sunduğunuz alternatifler içerisinden o karar versin.
· Enerjisini boşaltmasına izin verin, televizyon karşısında ve ipad ile bolca vakit
geçiren çocuklar hareketsiz kalıp enerilerini boşaltamadığı için tepkisel hale
gelirmiş. Olabildiğince çocukların parkta, açık havada hareket edip, koşmasına,
oyun oynamasına izin verin. Yaz döneminde ise çocukların bolca denizde, havuzda
vakit geçirmelerini sağlayın, hiç olmadı bu sıcaklarda suyla oynayabilecekleri
bir alan yaratmanız onları rahatlatacaktır.
· Çocuklarımızın bizleri örnek aldığını
unutmayalım. Öfke nöbeti geçirdiği anda, tüm sakinliğinizi korumanız çok
önemli, bağırırsanız onu örnek alacaktır.
BİZ NELER YAŞIYORUZ???
Yemeğini yemiyor mu? ısrarcı
olmayın, yemeği onun seveceği bir hale getirmeye çalışın, hala mı yemiyor ısrar
etmeyin bırakın biraz zaman geçsin, biraz daha acıksın o zaman daha kolay
yiyecektir. Kaan çok iştahlı bir çocuk olmasına rağmen son 1 haftadır özellikle
kahvaltı öğünümüz çok sancılı geçiyor, asla yumurtasını hiçbir şekilde (omlet,
menemen, rafadan)yemek istemiyor, sadece süt içmek istiyor. Geçen sabah birkaç
denemeden sonra yemediğini görünce hemen bıraktım, tüm sakinliğimi korumaya
çalışarak, peki yeme oğlum dedim ve onu
mama sandalyesinden indirdim ve yaklaşık 1,5 saat hiç yemek istermisin diye
sormadım, 1,5 saat sonra üstüme tırmanarak anne mama demeye başladı ve mama
sandalyemize oturduk, çok acıkmış olmalı ki çok fazla sorun çıkarmadan yine
aralarda birkaç kez mızmızlansa da yedi.
Ertesi gün de yine
yumurtasını yemek istemeyince hemen farklı bir kahvaltı alternatifi hazırladım,
çatal kullanmayı çok sevdiği için hemen peynirleri küp küp doğradım, salatalık,
zeytin, tam buğday ekmeği ve bal kahvaltısına geçtik. Ballı ekmek çok seviyor,
peynirleri de çatala batırarak kendi yedi, ve yedi, mutluyum.
Akşam yemeklerini de onun
kendi başına yiyebileceği şekilde hazırlamaya çalışıyorum, köfte, patates ve
makarnayı çatalla kendi başına yiyebiliyor ve gayet mutlu oluyor, ben sadece
kaşıkla yoğurdunu yediriyorum, kendi yediği için sorun çıkmıyor, çatalına koca
köfteyi batırıyor ve ısıra ısıra yiyor, makarnalar çatala gelmezse bazen
sinirleniyoruz o ayrı :) Siz de yeme konusunda sıkıntı yaşıyorsanız kendisinin
yiyebileceği şekilde yemeklerini hazırlamanızı tavsiye ederim çok işe yarıyor.
Sizin giydirdiğiniz kıyafeti
giymek istemiyor mu? bırakın giymesin, ona alternatifler sunun ve 'hangisini
giymek istersin?' diye ona sorun, kendisinin karar verdiğini hissetsin.
Son zamanlarda bizde de Kaan
giydirdiğim çorapları ayağından çıkarıyordu, hava sıcak giymek mi istemiyor
diyorum, 'giycem' diyor, ama ben giydirince de çıkarıyor önce ne yapacağımı
şaşırdım ve sonra çorap çekmecesini açtım ve hadi seç annecim hangisini giyelim
dedim, hemen aldı birtanesini, alkışladık 'bravo Kaan çorabını seçti ve Kaan'ın
seçtiği çorabı giyiyoruz şimdi' dedim ve hiç sesini çıkarmadan giydirmeme izin
verdi. Şimdi itiraz ederse hemen ona seçtiriyorum.
Çocuğunuz her şeyi ağlayarak
mı istemeye başladı? İstediği şey makul birşeyse onun ağlamasına fırsat
vermeden istediğini alın. Kaan'ın balonlara çok zaafı var, evde bile çok fazla
balonumuz var, balonlarla oynamaya
bayılıyor, o yüzden alışveriş merkezinde ya da dışarıda karşımıza çıkan
baloncudan o daha ağlamadan balon alıyorum ve konuyu bir krize dönüşmeden
çözüyoruz.
Birkaç gün önce alışveriş
merkezinde Kaanla dolaşırken birden çığlık çığlığa bağırmaya başladı, elleriyle
gel işareti yaparak beni çağırıyordu. Karnı toktu, altını biraz önce
değiştirmiştim, uykusu zaten yoktu, sütünü daha yeni bitirmişti, sıkılmışta
olamazdı çünkü daha yeni bebek arabasına oturmuştu, ne olduğunu anlamadım, baktım
çok şiddetli bağırmaya başladı hemen aldım kucağıma o an sustu. Biraz kucağımda
durduktan sonra bebek arabasına koymaya çalıştım kıyamet koptu tekrar kucağıma
aldım yine sustu, nasıl sımsıkı sarılıyor bırakmam mümkün değil. Bebek arabası,
bebek çantası, eşyalar derken Kaan'ı kucağımda taşımam çok zor, artık hafifde
değil, belli bir süre sonra yoruldum ve tekrar oturttum. Tabi yine kıyamet
koptu, anneeeeeeee diye bağırıyor elleriyle gel gel yaparak, yeere eğildim kucağıma
almadan sarıldık, bir yandan da başını okşadım, belki 10 dakika, herkes
tebessümle bana bakıyordu. Sonra
sakinleştik. Öfke nöbeti geçirirken onun duygularını görmezden gelmek sadece
ağlamanın ve krizin şiddetini arttırıyor, ona yanında olduğunuzu hissetirmeniz
onu çok sakinleştirecektir.
2 yaş sendromu genellikle 18
aylıkken başlayıp, 2 yaş civarında hafifler, sonra 2,5 yaş civarında iyice
artar ve 36. aya doğru gittikçe hafiflermiş.
Yani önümüzde inişli çıkışlı
uzun bir dönem var. Bu yüzden bu süreçte sağlıklı bir ruh haline sahip olmak
için kendinize mutlaka zaman ayırmaya çalışmalısınız, sizin moral bozukluğunuzun
da çocuğunuza olan davranışlarınızı ve sabrınızı etkileyeceğini unutmayın.
Yorgun başladığınız bir günde çocuğunuza olan tahammülünüz çok daha düşük
olacaktır. Şimdiden bu sürecin içinde olan tüm annelere sabır diliyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder