26 Haziran 2014

2 Yaş Sendromuna Giriş !!!



2 yaş sendromuna giriş diyorum çünkü bu sendrom  giriş gelişme ve sonuç olarak bir seri olucak sanırım.2 yaş sendromunu oğlum olmadan önce de hep çocuklu arkadaşlarımdan dinlerdim ve itiraf ediyorum oof ne kadar da abartıyorsunuz, gitmeyin üstüne, bu kadar kendinizi yıpratmaya değer mi derdim! Şimdi söylediğim herşey için çok pişmanım!!!

Kaan 1,5 yaşına girdikten sonra, yavaş yavaş 2 yaş sendromları başlıyacak ve giderek de artacak diye doktorumuz beni uyarmıştı. 2 yaş sendromu, Kaan da ne gibi değişiklikler yaşanabileceği ve biz ebeveynlerin nasıl davranması gerekliliği üzerine uzun uzun konuşmuştuk.

Sonraki günlerde ise hayatımızda hiçbir değişiklik olmadı, ufak tefek istekleri ve tutturmaları dışında... Onu da çok uzamadan çözebiliyorduk, galiba biz bu süreci hafif geçireceğiz diye düşünmeye başlamıştım ki!, ne kadar da erken karar verdiğimi anladım!!

2 YAŞ SENDROMUNA KENDİNİZİ HAZIRLAYIN!
Biz ebeveynlerin ilk önce yapması gereken şey; Çocuğuma ne oluyor??, her geçen gün şımarık bir çocuk mu oluyor?? demeden, öncelikle 2 yaş sendromunun başlıyor olduğunu ve bu sendromu sadece kendi çocuğumuzun yaşamadığını ve bunun bir hastalık olmadığını kabul etmek. Bu döneme çocuğumuzun bağımsızlığını geliştirdiği, birey olma yolunda ilk adımlarını attığı bir gelişim dönemi olarak bakmak en doğrusu. Çünkü 2-3 yaş döneminin görevi özerklik geliştirmektir. Çocuk bu dönemde bağımsızlığının farkına varıyor, özellikle yürümeye başlayıp ilk kez annenin desteği olmadan birşey yaptığını farkettiğinde, kendini ve etrafını kontrol edebilmek ve bu özgürlüğü yaşamak istiyor.

Diğer yandan da bu dönem şüphesiz ki ebeveynlerin çocukların gelişiminde en zorlandıkları ve yoruldukları dönem oluyor.



ÇOCUĞUNUZUN DAVRANIŞLARINDA NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER OLABİLİR???
Çok iştahlı çocuklarda dahi yemek yemede direnme, iştahsızlık, (ki Kaan çok iştahlı bir çocuk), söz dinlememe, herşeye 'hayır' deme!, ısrarcı davranışlarda bulunma, ağlama, uyku uyumamak için direnme, kızınca anne-babaya vurma, oyuncaklarını fırlatma, ne denirse tam tersini yapma ve daha ilerisi kendine zarar verme, kendini bir anda yere fırlatma, kafasını yere ya da duvara vurma.

Bu inatlaşmalar, kendini ve isteklerini herkese kabul ettirme çabası ve öfke nöbetlerinin tek sebebi; bebeğiniz artık büyüyor ve o özerklik döneminde!

Bu süreçte, bu yaştaki çocuğun dil becerilerinin de kendini çok net ifade etmesine fırsat verecek kadar gelişmediği için, çocuğun kendini, istek ve sıkıntılarını anlatamadıkça daha da hırçınlaşabileceği de göz ardı edilmemelidir.

PEKİ BİZ EBEVEYNLER NASIL BİR TUTUM SERGİLEMELİYİZ???
·       Öncelikle bu durum kesinlikle normal bir durum olarak karşılanmalıdır. Onunla sakın inatlaşmayın! Çünkü bu öfke nöbetleri ve inatlaşma henüz onun kontrol edebileceği bir durum değil, ama siz kendinizi kontrol edebilirsiniz!!!
·       Baskıcı ve engelleyici tavırlardan uzak durun!
·       Israrcı olmayın, ısrarcı oldukça çocu daha çok direniyor ve sonuç işin içinden çıkılmaz bir hal alabilir.
·       Sinirlendiğinde ona sakın bağırmayın, bağırmak yerine onu yanlız bırakın,
·       'o anlık' görmezden gelerek, sinirinin geçmesini bekleyin.
·       Sinirli olduğu anlarda, ağlayarak, tepinerek, kendisine ya da  size vurarak istediği bir şeyi elde etmesine asla izin vermeyin, yoksa bunu size karşı kullanmaya başlayacaktır.
·       İstediği şey makul ve hemen olabilecek bir istekse, ağlamaya, bağırmaya  başlamadan isteğini yerine getirin ki ağlayarak herşeyi elde edebileceği davranışı yerleşmesin.
·       Öfke nöbeti geçirmeye başladığında, çığlık çığlığa ağlarken, duygularını görmezlikten gelmeyin, sevginizi gösterin, başını okşayarak 'seni anlıyorum, çok sinirlendin ama geçicek' gibi onu anladığınızı ifade eden cümleler kurarak sakinleştirmeye çalışın. Sarılın ve yanında olduğunuzu hissettirin. Kesinlikle işe yarıyor, onun da size sarılıp sakinleşeceğini göreceksiniz.
·       Çocuğunuzun hayatını bir rutine ve düzene oturtun. bu yaştaki çocuklar tekrarı ve herşeyin aynı zamanda ve aynı yerde olmasını severmiş, bu onlarda güven duygusu oluştururmuş ve bu güven duygusu oluşabilecek potansiyel öfke nöbetlerini engellermiş.
·       Hepimiz çocuğumuzu yetiştirirken tabiki kurallar koyup, hayatına belirli sınırlar çiziyoruz, bu dönemdeki çocuk da bu kurallarla kendini sınırlandırılmış, engellenmiş hissediyor. Engellenmişlik hissi de onu hırçın yapıyor aslında. Bu hisse engel olmak ve onun özerkliğini desteklemek için ona olabildiğince az 'hayır' kelimesi kullanarak, yapamazsın, yiyemezsin, giyemezsin demek yerine ona 2-3 seçenek sunun. Bırakın ne giyeceğine sizin sunduğunuz alternatifler içerisinden o karar versin.
·       Enerjisini boşaltmasına izin verin,  televizyon karşısında ve ipad ile bolca vakit geçiren çocuklar hareketsiz kalıp enerilerini boşaltamadığı için tepkisel hale gelirmiş. Olabildiğince çocukların parkta, açık havada hareket edip, koşmasına, oyun oynamasına izin verin. Yaz döneminde ise çocukların bolca denizde, havuzda vakit geçirmelerini sağlayın, hiç olmadı bu sıcaklarda suyla oynayabilecekleri bir alan yaratmanız onları rahatlatacaktır.
·       Çocuklarımızın bizleri örnek aldığını unutmayalım. Öfke nöbeti geçirdiği anda, tüm sakinliğinizi korumanız çok önemli, bağırırsanız onu örnek alacaktır.

BİZ NELER YAŞIYORUZ???
Yemeğini yemiyor mu? ısrarcı olmayın, yemeği onun seveceği bir hale getirmeye çalışın, hala mı yemiyor ısrar etmeyin bırakın biraz zaman geçsin, biraz daha acıksın o zaman daha kolay yiyecektir. Kaan çok iştahlı bir çocuk olmasına rağmen son 1 haftadır özellikle kahvaltı öğünümüz çok sancılı geçiyor, asla yumurtasını hiçbir şekilde (omlet, menemen, rafadan)yemek istemiyor, sadece süt içmek istiyor. Geçen sabah birkaç denemeden sonra yemediğini görünce hemen bıraktım, tüm sakinliğimi korumaya çalışarak, peki yeme oğlum dedim ve  onu mama sandalyesinden indirdim ve yaklaşık 1,5 saat hiç yemek istermisin diye sormadım, 1,5 saat sonra üstüme tırmanarak anne mama demeye başladı ve mama sandalyemize oturduk, çok acıkmış olmalı ki çok fazla sorun çıkarmadan yine aralarda birkaç kez mızmızlansa da yedi.
Ertesi gün de yine yumurtasını yemek istemeyince hemen farklı bir kahvaltı alternatifi hazırladım, çatal kullanmayı çok sevdiği için hemen peynirleri küp küp doğradım, salatalık, zeytin, tam buğday ekmeği ve bal kahvaltısına geçtik. Ballı ekmek çok seviyor, peynirleri de çatala batırarak kendi yedi, ve yedi, mutluyum.
Akşam yemeklerini de onun kendi başına yiyebileceği şekilde hazırlamaya çalışıyorum, köfte, patates ve makarnayı çatalla kendi başına yiyebiliyor ve gayet mutlu oluyor, ben sadece kaşıkla yoğurdunu yediriyorum, kendi yediği için sorun çıkmıyor, çatalına koca köfteyi batırıyor ve ısıra ısıra yiyor, makarnalar çatala gelmezse bazen sinirleniyoruz o ayrı :) Siz de yeme konusunda sıkıntı yaşıyorsanız kendisinin yiyebileceği şekilde yemeklerini hazırlamanızı tavsiye ederim çok işe yarıyor.

Sizin giydirdiğiniz kıyafeti giymek istemiyor mu? bırakın giymesin, ona alternatifler sunun ve 'hangisini giymek istersin?' diye ona sorun, kendisinin karar verdiğini hissetsin.
Son zamanlarda bizde de Kaan giydirdiğim çorapları ayağından çıkarıyordu, hava sıcak giymek mi istemiyor diyorum, 'giycem' diyor, ama ben giydirince de çıkarıyor önce ne yapacağımı şaşırdım ve sonra çorap çekmecesini açtım ve hadi seç annecim hangisini giyelim dedim, hemen aldı birtanesini, alkışladık 'bravo Kaan çorabını seçti ve Kaan'ın seçtiği çorabı giyiyoruz şimdi' dedim ve hiç sesini çıkarmadan giydirmeme izin verdi. Şimdi itiraz ederse hemen ona seçtiriyorum.

Çocuğunuz her şeyi ağlayarak mı istemeye başladı? İstediği şey makul birşeyse onun ağlamasına fırsat vermeden istediğini alın. Kaan'ın balonlara çok zaafı var, evde bile çok fazla balonumuz var,  balonlarla oynamaya bayılıyor, o yüzden alışveriş merkezinde ya da dışarıda karşımıza çıkan baloncudan o daha ağlamadan balon alıyorum ve konuyu bir krize dönüşmeden çözüyoruz.

Birkaç gün önce alışveriş merkezinde Kaanla dolaşırken birden çığlık çığlığa bağırmaya başladı, elleriyle gel işareti yaparak beni çağırıyordu. Karnı toktu, altını biraz önce değiştirmiştim, uykusu zaten yoktu, sütünü daha yeni bitirmişti, sıkılmışta olamazdı çünkü daha yeni bebek arabasına oturmuştu, ne olduğunu anlamadım, baktım çok şiddetli bağırmaya başladı hemen aldım kucağıma o an sustu. Biraz kucağımda durduktan sonra bebek arabasına koymaya çalıştım kıyamet koptu tekrar kucağıma aldım yine sustu, nasıl sımsıkı sarılıyor bırakmam mümkün değil. Bebek arabası, bebek çantası, eşyalar derken Kaan'ı kucağımda taşımam çok zor, artık hafifde değil, belli bir süre sonra yoruldum ve tekrar oturttum. Tabi yine kıyamet koptu, anneeeeeeee diye bağırıyor elleriyle gel gel yaparak, yeere eğildim kucağıma almadan sarıldık, bir yandan da başını okşadım, belki 10 dakika, herkes tebessümle bana bakıyordu.  Sonra sakinleştik. Öfke nöbeti geçirirken onun duygularını görmezden gelmek sadece ağlamanın ve krizin şiddetini arttırıyor, ona yanında olduğunuzu hissetirmeniz onu çok sakinleştirecektir.




2 yaş sendromu genellikle 18 aylıkken başlayıp, 2 yaş civarında hafifler, sonra 2,5 yaş civarında iyice artar ve 36. aya doğru gittikçe hafiflermiş.

Yani önümüzde inişli çıkışlı uzun bir dönem var. Bu yüzden bu süreçte sağlıklı bir ruh haline sahip olmak için kendinize mutlaka zaman ayırmaya çalışmalısınız, sizin moral bozukluğunuzun da çocuğunuza olan davranışlarınızı ve sabrınızı etkileyeceğini unutmayın. Yorgun başladığınız bir günde çocuğunuza olan tahammülünüz çok daha düşük olacaktır. Şimdiden bu sürecin içinde olan tüm annelere sabır diliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder