27 Ocak 2014

Oyun Parkı



Bebeklerin en tehlikeli ve dikkat isteyen zamanı, emeklemeye başlamalarıyla başlayan ve ilk adımlarını atmalarıyla devam eden dönem sanırım. Anne olduğumda ilk günlerdeki şaşkınlığım, sürekli emzirme -gaz çıkarma- uyutma üçgeni, gece uyanmaları, uykusuzluk, bebek uyurken yemek mi yesem, ben de mi uyusam yoksa duş mu alsam telaşları, derken en zor günlerin bu günler olduğunu düşünüyordum. Zaman geçtikçe oğlum büyüyecek ve herşey daha kolay olacaktı, buna inanıyordum. Geceleri uykumdan kalkmayacaktım, daha az yorulacaktım, bu kadar sık emzirmeyecektim, hele bir de yürümeye başladığı  zaman sürekli kucakta taşımayacağım için bel ağrılarım da bitecekti, diye düşünüyordum fakat bebeğim büyüdükçe ve hareketlenmeye başladıkça tam tersine herşey daha da zorlaşmaya başlamıştı !

İlk aylarda bıraktığım şekilde uyuyordu ya da bıraktığım yerde kalıyordu, sadece bakışıyorduk J ne kadar da kolaymış! Ellerini ayaklarını keşfetmesiyle hareketlenmeler, yattığı yerde dönmeye başlamalar, emeklemeye çalışmalar derken bebeğimden biran gözümü ayıramaz olmuştum. 8. Ayını doldurduğunda artık sürekli emeklemek istiyordu, geceleri uyurken bile yatağında bir uçtan bir uca emeklemeye çalışıyordu, şaka yapmıyorum oğlum uykusunda! emekliyordu, kafası yatağın başına dayanıp daha fazla gidemeyince de ağlamaya başlıyor ve uyanıyordu. Sabaha kadar 7-8 kez uykumdan uyanıp, tekrar oğlumu uyutmaya başlamıştım,inanılmaz yoruluyordum.

Yaz başında 7 aylıkken henüz sadece emekleme pozisyonunda yaylanabilen oğlum, uzun bir yaz tatilinin sonrasında 10 aylık olduğunda inanılmaz hızlı emekliyordu, ellerinden tuttuğumuzda ise ayakları arasıra üst üste gelse de ilk adımlarını atıyordu. 


Yaz tatili boyunca anneanne, dede, babanne, büyükbaba, arkadaşlar, halalar, amcalar kucaktan kucağa gezen oğlum, emeklemeye pek fazla fırsat bulamamış İstanbul’a döndüğümüzde evde çıldırmıştı. Biran yanlız bırakamıyorduk, çok hızlı emekliyor her yere gidiyordu, emeklemenin tadını çıkartıyordu da diyebiliriz, eşimle ne yapacağımızı şaşırdık.

Bizi bu durumdan bir tek büyük bir oyun parkı kurtarabilirdi. Ertesi günü kendimizi çocuk mağazalarına zor attık. Tüm çocuk mağazalarını gezdik ve en sonunda aradığımız oyun matlarını bulmuştuk. O güne özel mi bilmiyorum ama kapış kapış alınan oyun matlarından, son kalan paketleri almıştık. Oyun matlarını bulmuş olmanın mutluluğuyla eve döndük. Renkli ve rakamlı oyun matlarımızı hemen kurduk ve etrafını çitlerle çevirdik, kocaman oyun parkımız nihayet hazırdı.

Kaan’ı  tüm oyuncaklarıyla birlikte oyun parkının içine koyduk, çıldırdı, oyun parkının içinde rahatça emekliyordu. Bizim de içimiz rahat etmişti, parkında güvenle yanlız bırakıbiliyorduk artık. Birkaç gün sonra Kaan çitlere tutunup ayağa kalkmaya başladı, yavaş yavaş sıralıyordu. İki adım gidiyor düşüyordu, ama yeni bir şey yaptığını keşfetmişti ve çok keyif alıyordu. Artık sadece ayakta duruyordu , çitlere tutunarak saatlerce ayakta duruyor o şekilde bizimle iletişime geçiyordu, yorulursa kendini yere atıyor biraz dinlenip, oyuncaklarıyla oynayıp tekrar kalkıyordu.



Birkaç gün sonra iyice cesaratlenmişti ve ellerini bırakıp birkaç adım atmaya başladı. Eşimle bu hızlı gelişimini şaşkınlıkla izliyorduk. Tam 3 hafta sonra çitin içinde ellerini bırakıp yürümeye başladı! 11 aylık olmasına 3 gün vardı ve minik oğlum yürüyordu. Oğlum büyümüş müydü artık??? İnanamıyordum ! Arasıra dengesini kaybedip düşse de hemen çitlere tutunup kalkıyordu ve yüzünde koca bir gülümsemeyle yürümeye devam ediyordu, yürümekten aşırı bir keyif alıyordu, tabi biz de onu izlemekten.



Oyun parkının çocukların emekleme, ilk adım ve yürüme dönemlerinde çok faydalı ve güvenli olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda çocuklar için oyuncaklarıyla rahatça oynayabileceği güvenli bir alan da oluyor. Hatta biz de sıklıkla parka girip Kaan’la oyuncaklarıyla oynuyoruz.  Çocuğunuzu içinde güvenle bırakabiliyorsunuz, gözünüzün önünde ve  tehlikelerden uzak emekliyor, hem de çitlere tutunarak hızlı bir şekilde sıralıyor ve ilk adımlarını atmaya başlıyor.



Kullandığımız Pilsan marka çitlerin boyu da bebekler için çok uygun, ne düşebilecekleri  kadar kısa ne de iletişim kurmalarını engelleyecek kadar uzun. E-bebek’ten aldığımız rakamlı oyun matlarının ise çok kullanışlı olduğunu söyleyemeyeceğim çünkü bebeğiniz o rakamların matların içinden çıktığını keşfettiği anda rakamların hepsi, dişlerin de kaşındığı bu dönemde birer diş kaşıyıcı haline geliyor J Kaan rakamların çıktığını keşfettiği andan itibaren sürekli matları rakamlarından ayırıp ağzına götürmeye başladı ve dişleri keskinleştikçe de ısırıp koparmaya. Sürekli ağzından renkli renkli matların parçalarını alıyoruz, genelde de kendisi getiriyor. Bu yüzden rakamlı matlar yerine biraz daha büyük boyda düz olan matları tercih etmenizi öneririm. Hayat kurtarıcı olduğuna emin olabilirsiniz.




;) Baba der ki : Pilsan bu konuda piyasada tek olduğu için (benim bildiğim kadarı ile) fiyatlar biraz yüksek ama ürün gerek boyu gerek kullanılan malzeme gerek dengesi çok iyi. Özellikle kaybolan veya eksik parçalar için web sitesinde tedarik edebiliyorsunuz. Oyun matları için diyebileceğim çok zor bulunuyor ama en önemli detay yukarıdaki yazıda değinildiği üzere harfler ve sayılı versiyonları çıkartılıp diş kaşıması için kopartılıyor bunun yerine düz matları tercih edin. Ama büyük kolaylık belli bir zamana kadar , çünkü kısa bir süre sonra sıkılıp çıkmak için her türlü yöntemi deniyor !!!

2 yorum:

  1. Çocuk oyun parkları üretilirken yüzlerce kritere dikkat edilmeli fakat maalesef ülkemizde merdiven altı imalat yapan yüzlerce firmanın eline düşmüş durumda bu konu. O nedenle, çocuk oyun grubu alınırken mutlaka TSE belgeli firmalar ile görüşülmeli ve standart belgelerinin kapsamı irdelenmelidir. Örneğin tahterevalli için alınan bir TSE belgesi ile tüm ürünleri TSE standartlarındaymış gibi imaj veren firmalar da bulunmaktadır. O nedenle sadece kurumsal ve köklü firmalardan çocuk parkı ekipmanları tedarik edilmelidir. Örneğin; http://www.kocakpark.com

    YanıtlaSil