19 Ekim 2014

Emzirme Hikayem



Hamileliğim boyunca normal doğum yapmayı planladım ve kendimi korkutmamak için bu konuda hiç araştırma yapmadım, okumadım, normal doğum videosu izlemedim, sancıların şiddetinden bahsedenlere kulağımı kapadım, kendimi biliyorum çünkü eğer bunlardan birini yapmış olsaydım herşeye hazırlıklı olarak çok gerilecektim ve bu da beni, doğumu olumsuz etkileyebilirdi. Ben sadece bu konuyu doktorumla konuştum, ona güvendim ve onu dinledim, ve nihayetinde 40+4 de suni sancı alarak, sağlıklı bir şekilde normal doğum sürecini yaşadım ve çok şükür ki sağlıkla oğlumu kucağıma aldım.

Aynı şeyi emzirme konusunda da yaptım, doğumdan önce herhangi bir araştırma yapmadım, sütümü ne arttırır ne yapmam gerekir diye bilgisayara kitlenmedim, sütümün yetmeyeceği, bebeğimi emziremezsem endişesine hiç kapılmadım, bunu çok da bilinçli yapmadım aslında, aklıma gelmedi, çok olumsuz düşüncelere kapılmama isteğimden belki de, beynimi böyle şeylerle hiç doldurmadım. Sadece göğüslerimin çatlamasını önlemek için doğumdan birkaç gün önce Lansinoh göğüs ucu merhemini sürmeye başladım.


Doğumdan hemen sonra emzirmek için, çook acıkmış olan oğlumu kucağıma aldığım ilk an, Kolostrum denilen ilk sütün gelmesiyle çok şükür ki oğlumu emzirmeye başladım. Hemşireler bana nasıl emzirmem gerektiği konusunda yol göstermeye, yardımcı olmaya çalışırken, miniğim çoktan cok cok emmeye başlamıştı bile! hemşireler o zaman ne kadar güçlü bir bebek olduğunu söylemişti, o minik çenesi yorulmadan emiyordu, bense şaşkın şaşkın onu seyrediyordum bir yandan da benim sütümle beslendiğini düşünerek bu büyük mucize karşısında bir kez daha Allah'a şükrediyordum.



Evimize çıktıktan 1 gün sonra bebek bakımı konusunda A'dan Z'ye beni bilgilendirmek için evimize bir hemşire gelmişti. Bebek bakımını bana anlatırken, Kaan açıktı ve ben emzirmeye başladım, emzirirken diğer göğsümden akan sütleri görünce hemşire beni uyardı. 'Kolostrum çok, çok önemli bir süttür bir damlası bile boşa gitmemeli, sağmıyor musunuz göğsünüzü?' dedi.

Evet sağmıyordum ve hastaneden çıktığımızdan beri bir göğsümden emzirirken diğer göğsümden sütler akıyordu. Hemşire tekrar  beni uyardı 'aynı zamanda göğsünüz bu şekilde çok dolarsa, kitleler oluşur, ağrı yapar ve hala boşaltmazsanız ateşlenip sıtma nöbeti geçirebilirisiniz, emzirerek ya da sağarak mutlaka göğsünüzü boşaltmalısınız'.

Göğsümü sağmaktan bir şekilde tedirgin oluyordum evet, daha ilk günlerdi ve o makine beni korkutuyordu, sanki çok canım acıycakmış gibi hissediyordum. Hemşire gittikten birkaç saat sonra gögsüm inanılmaz doldu, taş gibi oldu, dokunduğum an sütler fışkırıyordu, kitleleri elimle hissedebiliyordum, ağrım tarifsizdi ve ateşlenmeye başladım. Ne yapacağımı şaşırdım, Kaan'ı emzirmiştim ve tekrar emmek istemiyordu, mecburen göğsümü sağmaya başladım fakat o kadar canım acıyordu ki, ağlaya ağlaya göğsümü sağıyordum, gögüs uçlarım çatladı ve gögsümden kan gelmeye başladı. Onu görünce daha fazla devam etmedim ve bıraktım, göğsüm hala doluydu ve o kitleleri çözememiştim. Ağlayarak telefona yapıştım ve doktorumu aradım. Hemen göğsüme masaj yaparak ılık duş almamı ve kesinlikle ne olursa olsun göğsümü boşaltmamı söyledi, ya emzirecektim ya da pompayla göğsümü sağacaktım. Bunu yapmazsam ateşimin yükseleceğini ve soluğu hastanede alacağımı söyledi.

Hemen ılık duş aldım ve ardından göğsümdeki çatlaklar için Lansinoh göğüs ucu merhemimi HPA Lanolin sürüp birkaç dakika sonra göğsümü sağdım ara verdim tekrar sağdım, tekrar ara verdim tekrar sağdım, tekrar ılık duş masaj derken bu şekilde birkaç saat içinde rahatlayabildim.
HPA Lanolin'i her emzirmeden sonra göğsüme düzenli olarak sürüyordum, en önemli özelliği bebeğe zarar vermeyen saf lanolin içeriği ile bir sonraki emzirmede, emzirmeden önce göğsümü silmeye gerek kalmadan emzirebiliyor olmamdı, gerçekten büyük rahatlık. Düzenli kullandığım için de emzirdiğim süre boyunca bir daha çatlak sorunu yaşamadı.



Doğumdan sonraki 3. gecemizde yaşadığım bu olaydan sonra, göğsümü sağmaktan da hiç çekinmedim ve her gün düzenli olarak göğsümü sağdım ve Medela göğüs pompam emzirdiğim 16 ay boyunca nereye gidersem gideyim yanımdan ayırmadığım, çantama ilk koyduğum oldu.



Sağdığım sütleri ise Lansınoh süt saklama poşetlerine koyarak saklıyordum. Süt saklama kapları da var ama saklarken buzdolabında daha az yer kapladığı için ben poşetleri tercih ettim hep. Sağdığım sütlerin üzerine hemen tarini atıyor ve sabah veya gündüz sağdıysam, gündüz, gece sağdıysam gece diye not düşüyordum.
Çünkü anne sütünün içeriği gün içinde bile bebeğin ihtiyacına göre değişiyor. O yüzden bebeğinizi gündüz, gün içinde sağdığınız sütle, gece ise gece sağdığınız sütle beslemeniz gerekiyor. Aynı zamanda sağdığınız sütlerin de bir saklama süresi var, buzlukta 6 ay. Bu süre içinde sütleri tüketmeniz için saklama poşetlerinizin üzerine tarih yazmanız çok çok önemli. Tavsiyem uzak tarihli sütleri öncelikli tüketmeniz böylece tarihini geçirmemiş oluyorsunuz.




Sağdığım sütleri dışarıya çıkarken yanıma almak için termostatlı bir çanta kullandım. İçine bir buz kalıbı atarak, buzluktan çıkardığım süt poşetlerini çözülmeden taşıyabiliyordum. Böyle bir çanta da edinmenizi tavsiye ederim, böylece sütlerinizi sağlıklı bir şekilde yanınızda taşıyabilirsiniz.





Kaan'ın kırkının çıkmasını beklemeden ilk kez  Kaan 15. günlükken yemeğe çıktık. Dışarıda emzirme pratikliğine henüz sahip olmadığım için yanıma ilk kez biberon ve sağmış olduğum sütlerden almıştım. Gaz problemini önlemek için Dr. Browns cam biberonlarını kullanıyordum, çoğu biberonda ortaya çıkan hava kabarcıklarının oluşmasını önleyen bu biberon, bebekte olabilecek gaz sancılarını azaltıyor ve kusmayı önlüyor. Kesinlikle tavsiye ederim, Kaan da hiç gaz problemi yaşamadık.



Arasıra biberonla beslenen bebekte, biberona alışırsa bir daha anneyi emmez  fikrine çok inanmadığım için 15. günde Kaan'a biberonla anne sütünü vermekten çekinmedim ve sonraki günlerde de rahat emziremeyeceğimi düşündüğüm her ortamda yanıma biberon ve sağmış olduğum sütlerden alarak Kaan'ı biberonla da besledim. Biberona alışıp da emmeyi asla bırakmadı, emzik hiç kullanmayan bir bebek olarak arasıra biberonla beslenmeye hiç sesini çıkarmadı.

Aksine uzun bir süre biberon vermeye gerek duymadığım, dışarıda da emzirmeye alıştığım dönem sonunda, rahat emziremeyeceğim bir ortamda tekrar biberon vermem gerektiğinde Kaan asla o biberonu almadı, diliyle itti, kafasını çevirdi, ağladı ama aç olmasına rağmen biberondan beslenmeyi reddetti ve gün geldi bir daha asla biberon almadı :) Biberonla meyve suyu, ayran da ya da herhangi bir sıvı içmedi,  biberonu sonradan hiç sevmedi, biberon birden hayatımızdan çıkmış oldu. Sadece su için suluk kullandık, onda da en geniş ağızlı, pipetli ya da bardaklı olanları tercih etti. Sağdığım sütleri ise hep bardakla içirdim. Bu yüzden çok nadir de olsa anne sütünün biberonla verilmesi gerektiğini düşünüyorum, anneyi bazı ortamlarda çok rahatlatabiliyor. Devamlı biberonla beslemeyeceğiniz için, memeyi tekrar almaz endişesine annelerin kapılmaması gerektiğine inanıyorum.



Emzirirken sütümü arttırmak içinse özel birşey yapmadım aslında, bol su tükettim zaten emzirir emzirmez inanılmaz susuyordum hele ilk günler günlerce susuz kalmış gibi kuruyordu dilim damağım.

Kaan uyuduğunda, benim de uyuduğum zamanlar oldu ama hep de uyumadım, kendime vakit ayrıdım, arkadaşlarımla sohbet ettim, yemek yedim, duş aldım, robot gibi yaşamak istemedim, Lohusalık psikolojisi belki de, varlığımı hatırlamak istedim, ama kendimi hiç yormadım olabildiğince dinlendim.

Sütüm artsın diye şerbetler, kompostolar, özel yemekler yemedim, unlu şekerli gıdalra sarılmadım, et, balık yemem lazım diye kendimi strese sokmadım zaten sadece bazı besinleri yemekle sütün arttığına inanmıyorum çünkü doğumdan kısa bir süre sonra Kaan'da inek sütü alerjisi çıktı ve ben uzun bir süre diyet yapmak zorunda kaldım, öyle olsa hiç sütüm olmazdı ama benim sütüm hiç azalmadı.
İlk önce süt ve süt ürünlerini kesmekle başlayan diyetim, dana eti, balık, tavuk, kuruyemişler, domates, roka, çikolata, gibi besinleri de hayatımdan çıkarmamla devam etti. Canımın istediği şeyleri yiyememek, hele ki her emzirmeden sonra girdiğim tatlı krizleri ve mincik bir çikolata parçası bile yiyememek beni oldukça zorluyordu gerçekten.
Ama kafama asla takmadım, bu geçici bir süreçti ve hayatımdaki en kıymetli varlık için bunu yapıyordum.

Bu besin diyetiyle de besleniyordum elbette. Aman kilo alırım endişesiyle asla kendimi aç bırakmadım ve hiç öğün atlamadan, sağlıklı gıdalarla, alerjik olmayan sebzemi de meyvemi de, protein ve karbonhidratımı da yiyerek düzenli bir şekilde beslenmeme dikkat ettim. Çay, kahve gibi uyaranlardan uzak durdum. Düzenli ve dengeli beslenmek anne sütü için en önemlisi!



Kaan'ı emzirdiğim 16 ay boyunca yanımdan ayırmadığım diğer vazgeçilmezlerim ise yine Lansinoh marka göğüs pedlerim ve Mycey emzirme önlüğüm oldu. Bebek çantamdan önlüğüm zaten hiç çıkmıyordu,nasıl büyük rahatlıktır o önlük!  



Göğüs pedlerimi de oldukça bol yedekli çantamda taşıyordum, göğüs ucunun çamaşırınıza değmemesi ve yara olmaması için, göğsünüzden süt aktığında çamaşırınızın ıslanmaması için, göğüs pedi kesinlikle kullanmanızı tavsiye ederim.



Ben doğumdan sonraki ilk günlerde Avent göğüs kalkanını da oldukça kullandım. Gündüzleri göğsümden akan süt orda biriktikçe boşalttım, geceleri yatarken de göğüs pedini kullandım.



Ben Kaan'ı ilk 6 ay sadece anne sütüyle besledim. 6.aydan sonra ek gidaların hayatımıza girmesiyle, diğer öğünlerinde anne sütüyle beslemeye devam ettim. 7.ayda kahvaltı öğününün beslenmemize eklenmesi ile kahvaltısını da sağdığım anne sütüyle hazırladım. 1 yaşından sonra da ana öğünlerinin dışında emzirmeye devam ettim, uyku saatlerinde de emziriyordum çünkü Kaan emerek uyumayı biliyor ben de sadece o şekilde uyutmayı biliyordum. 15. aydan sonra Kaan'ın gece beslenmesini çok arttırması, gece boyu neredeyse saat başı meme için uyanmaya başlamasıyla, uyku düzenimiz iyice bozuldu. Her sabah ikimizde yorgun ve sinirli uyanmaya başlayınca emzirmeyi bırakma kararı aldım, oğlumla ilgilenecek sağlıklı bir ruh hali ilk önce ihtiyacımız olan şeydi ve 16.ayda memeyi kestik.

Emzirmenin ve anne sütü yeterliliğinin tek sebebi bu olmasa da, stres ve kaygıyla da çok alakalı olduğunu düşünüyorum. Buna çok inandığım için de emzirdiğim süre boyunca gereksiz endişelere kapılıp, kendimi hiç strese sokmadım, çok şükür ki sütü bol olan şanslı annelerden biriydim ve sağlıklı bir şekilde 16 ay oğlumu emzirdim.


Emzirdiğiniz süre boyunca lütfen stresten uzak durun, gereksiz kaygı ve endişelere kapılmayın, acaba sütüm yetecek mi? sorusunu aklınızdan bile geçirmeyin, olumsuz düşüncelerle sizi yoracak insanlardan olabildiğince uzak durun, sütün yetiyor mu? aa yoksa arada mama mı veriyorsun? gibi sorulara kulaklarınızı kapatın ve takılmayın, kilo alma endişesiyle aç kalmayın, kesinlikle düzenli beslenin, her fırsatta dinlenin bu illaki uyuyun demek değil, kendinize de vakit ayırın, bol su tüketin, sık sık ve isteyerek emzirin, sütünüzün nasıl arttığını göreceksiniz.

Herşey bir yana, emzirememek de dünyanın sonu değil, sütünüz yeterli gelmemiş, ilk günlerde mama vermiş, bebeğinizi çok az hatta hiç emzirememiş bile olabilirsiniz ama siz emzirmek için elinizden gelen herşeyi yaptıysanız ve sütünüz herhangi bir sebeple gelmiyorsa ya da artmıyorsa daha fazla üzülmenize, kendinizi suçlu ya da eksik hissetmenize gerek yok.
Çünkü O minik bebeğin dünyaya gözlerini açtığı o ilk günlerde, ihtiyacı olan tek şeyin anne sevgisi ve şevkati olduğuna inanıyorum, o yüzden üzülmeyi bir kenara bırakıp, bebeğinize sarılın, öpün, varlığınızı her an ona hissettirin yeter. Karnı elbet doyacaktır ama ruhu sizin sevginizle doyacak...















2 yorum:

  1. Canim dostum benim ne kadar guzel yazmissin; tam da ihtiyacim olan zamanda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim bitanemmm, ne mutlu bunları duymak :)

      Sil