Hamileliğim
boyunca normal doğum yapmayı planladım ve kendimi korkutmamak için bu konuda
hiç araştırma yapmadım, okumadım, normal doğum videosu izlemedim, sancıların
şiddetinden bahsedenlere kulağımı kapadım, kendimi biliyorum çünkü eğer
bunlardan birini yapmış olsaydım herşeye hazırlıklı olarak çok gerilecektim ve
bu da beni, doğumu olumsuz etkileyebilirdi. Ben sadece bu konuyu doktorumla
konuştum, ona güvendim ve onu dinledim, ve nihayetinde 40+4 de suni sancı
alarak, sağlıklı bir şekilde normal doğum sürecini yaşadım ve çok şükür ki sağlıkla
oğlumu kucağıma aldım.
Aynı şeyi
emzirme konusunda da yaptım, doğumdan önce herhangi bir araştırma yapmadım,
sütümü ne arttırır ne yapmam gerekir diye bilgisayara kitlenmedim, sütümün
yetmeyeceği, bebeğimi emziremezsem endişesine hiç kapılmadım, bunu çok da
bilinçli yapmadım aslında, aklıma gelmedi, çok olumsuz düşüncelere kapılmama
isteğimden belki de, beynimi böyle şeylerle hiç doldurmadım. Sadece
göğüslerimin çatlamasını önlemek için doğumdan birkaç gün önce Lansinoh göğüs ucu merhemini sürmeye başladım.
Doğumdan
hemen sonra emzirmek için, çook acıkmış olan oğlumu kucağıma aldığım ilk an,
Kolostrum denilen ilk sütün gelmesiyle çok şükür ki oğlumu emzirmeye başladım. Hemşireler
bana nasıl emzirmem gerektiği konusunda yol göstermeye, yardımcı olmaya
çalışırken, miniğim çoktan cok cok emmeye başlamıştı bile! hemşireler o zaman
ne kadar güçlü bir bebek olduğunu söylemişti, o minik çenesi yorulmadan
emiyordu, bense şaşkın şaşkın onu seyrediyordum bir yandan da benim sütümle
beslendiğini düşünerek bu büyük mucize
karşısında bir kez daha Allah'a şükrediyordum.
Evimize
çıktıktan 1 gün sonra bebek bakımı konusunda A'dan Z'ye beni bilgilendirmek
için evimize bir hemşire gelmişti. Bebek bakımını bana anlatırken, Kaan açıktı ve
ben emzirmeye başladım, emzirirken diğer göğsümden akan sütleri görünce hemşire
beni uyardı. 'Kolostrum çok, çok önemli bir süttür bir damlası bile boşa
gitmemeli, sağmıyor musunuz göğsünüzü?' dedi.
Evet
sağmıyordum ve hastaneden çıktığımızdan beri bir göğsümden emzirirken diğer
göğsümden sütler akıyordu. Hemşire tekrar
beni uyardı 'aynı zamanda göğsünüz bu şekilde çok dolarsa, kitleler
oluşur, ağrı yapar ve hala boşaltmazsanız ateşlenip sıtma nöbeti geçirebilirisiniz,
emzirerek ya da sağarak mutlaka göğsünüzü boşaltmalısınız'.
Göğsümü
sağmaktan bir şekilde tedirgin oluyordum evet, daha ilk günlerdi ve o makine
beni korkutuyordu, sanki çok canım acıycakmış gibi hissediyordum. Hemşire
gittikten birkaç saat sonra gögsüm inanılmaz doldu, taş gibi oldu, dokunduğum
an sütler fışkırıyordu, kitleleri elimle hissedebiliyordum, ağrım tarifsizdi ve
ateşlenmeye başladım. Ne yapacağımı şaşırdım, Kaan'ı emzirmiştim ve tekrar
emmek istemiyordu, mecburen göğsümü sağmaya başladım fakat o kadar canım acıyordu
ki, ağlaya ağlaya göğsümü sağıyordum, gögüs uçlarım çatladı ve gögsümden kan
gelmeye başladı. Onu görünce daha fazla devam etmedim ve bıraktım, göğsüm hala
doluydu ve o kitleleri çözememiştim. Ağlayarak telefona yapıştım ve doktorumu
aradım. Hemen göğsüme masaj yaparak ılık duş almamı ve kesinlikle ne olursa
olsun göğsümü boşaltmamı söyledi, ya emzirecektim ya da pompayla göğsümü
sağacaktım. Bunu yapmazsam ateşimin yükseleceğini ve soluğu hastanede alacağımı
söyledi.
Hemen ılık
duş aldım ve ardından göğsümdeki çatlaklar için Lansinoh göğüs ucu merhemimi
HPA Lanolin sürüp birkaç dakika sonra göğsümü sağdım ara verdim tekrar sağdım,
tekrar ara verdim tekrar sağdım, tekrar ılık duş masaj derken bu şekilde birkaç
saat içinde rahatlayabildim.
HPA
Lanolin'i her emzirmeden sonra göğsüme düzenli olarak sürüyordum, en önemli
özelliği bebeğe zarar vermeyen saf lanolin içeriği ile bir sonraki emzirmede,
emzirmeden önce göğsümü silmeye gerek kalmadan emzirebiliyor olmamdı, gerçekten
büyük rahatlık. Düzenli kullandığım için de emzirdiğim süre boyunca bir daha
çatlak sorunu yaşamadı.
Doğumdan
sonraki 3. gecemizde yaşadığım bu olaydan sonra, göğsümü sağmaktan da hiç
çekinmedim ve her gün düzenli olarak göğsümü sağdım ve Medela göğüs pompam
emzirdiğim 16 ay boyunca nereye gidersem gideyim yanımdan ayırmadığım, çantama
ilk koyduğum oldu.
Sağdığım
sütleri ise Lansınoh süt saklama poşetlerine koyarak saklıyordum. Süt saklama
kapları da var ama saklarken buzdolabında daha az yer kapladığı için ben
poşetleri tercih ettim hep. Sağdığım sütlerin üzerine hemen tarini atıyor ve
sabah veya gündüz sağdıysam, gündüz, gece sağdıysam gece diye not düşüyordum.
Çünkü anne
sütünün içeriği gün içinde bile bebeğin ihtiyacına göre değişiyor. O yüzden
bebeğinizi gündüz, gün içinde sağdığınız sütle, gece ise gece sağdığınız sütle
beslemeniz gerekiyor. Aynı zamanda sağdığınız sütlerin de bir saklama süresi
var, buzlukta 6 ay. Bu süre içinde sütleri tüketmeniz için saklama
poşetlerinizin üzerine tarih yazmanız çok çok önemli. Tavsiyem uzak tarihli
sütleri öncelikli tüketmeniz böylece tarihini geçirmemiş oluyorsunuz.
Sağdığım
sütleri dışarıya çıkarken yanıma almak için termostatlı bir çanta kullandım.
İçine bir buz kalıbı atarak, buzluktan çıkardığım süt poşetlerini çözülmeden
taşıyabiliyordum. Böyle bir çanta da edinmenizi tavsiye ederim, böylece
sütlerinizi sağlıklı bir şekilde yanınızda taşıyabilirsiniz.
Kaan'ın
kırkının çıkmasını beklemeden ilk kez
Kaan 15. günlükken yemeğe çıktık. Dışarıda emzirme pratikliğine henüz
sahip olmadığım için yanıma ilk kez biberon ve sağmış olduğum sütlerden
almıştım. Gaz problemini önlemek için Dr. Browns cam biberonlarını
kullanıyordum, çoğu biberonda ortaya çıkan hava kabarcıklarının oluşmasını
önleyen bu biberon, bebekte olabilecek gaz sancılarını azaltıyor ve kusmayı
önlüyor. Kesinlikle tavsiye ederim, Kaan da hiç gaz problemi yaşamadık.
Arasıra
biberonla beslenen bebekte, biberona alışırsa bir daha anneyi emmez fikrine çok inanmadığım için 15. günde Kaan'a
biberonla anne sütünü vermekten çekinmedim ve sonraki günlerde de rahat emziremeyeceğimi
düşündüğüm her ortamda yanıma biberon ve sağmış olduğum sütlerden alarak Kaan'ı
biberonla da besledim. Biberona alışıp da emmeyi asla bırakmadı, emzik hiç
kullanmayan bir bebek olarak arasıra biberonla beslenmeye hiç sesini çıkarmadı.
Aksine uzun
bir süre biberon vermeye gerek duymadığım, dışarıda da emzirmeye alıştığım
dönem sonunda, rahat emziremeyeceğim bir ortamda tekrar biberon vermem gerektiğinde
Kaan asla o biberonu almadı, diliyle itti, kafasını çevirdi, ağladı ama aç
olmasına rağmen biberondan beslenmeyi reddetti ve gün geldi bir daha asla
biberon almadı :) Biberonla meyve suyu, ayran da ya da herhangi bir sıvı içmedi, biberonu sonradan hiç sevmedi, biberon birden
hayatımızdan çıkmış oldu. Sadece su için suluk kullandık, onda da en geniş
ağızlı, pipetli ya da bardaklı olanları tercih etti. Sağdığım sütleri ise hep
bardakla içirdim. Bu yüzden çok nadir de olsa anne sütünün biberonla verilmesi
gerektiğini düşünüyorum, anneyi bazı ortamlarda çok rahatlatabiliyor. Devamlı
biberonla beslemeyeceğiniz için, memeyi tekrar almaz endişesine annelerin kapılmaması
gerektiğine inanıyorum.
Emzirirken
sütümü arttırmak içinse özel birşey yapmadım aslında, bol su tükettim zaten
emzirir emzirmez inanılmaz susuyordum hele ilk günler günlerce susuz kalmış
gibi kuruyordu dilim damağım.
Kaan uyuduğunda,
benim de uyuduğum zamanlar oldu ama hep de uyumadım, kendime vakit ayrıdım,
arkadaşlarımla sohbet ettim, yemek yedim, duş aldım, robot gibi yaşamak
istemedim, Lohusalık psikolojisi belki de, varlığımı hatırlamak istedim, ama
kendimi hiç yormadım olabildiğince dinlendim.
Sütüm
artsın diye şerbetler, kompostolar, özel yemekler yemedim, unlu şekerli gıdalra sarılmadım, et, balık yemem
lazım diye kendimi strese sokmadım zaten sadece bazı besinleri yemekle sütün arttığına inanmıyorum çünkü doğumdan kısa bir süre sonra Kaan'da inek sütü alerjisi çıktı
ve ben uzun bir süre diyet yapmak zorunda kaldım, öyle olsa hiç sütüm olmazdı
ama benim sütüm hiç azalmadı.
İlk önce
süt ve süt ürünlerini kesmekle başlayan diyetim, dana eti, balık, tavuk,
kuruyemişler, domates, roka, çikolata, gibi besinleri de hayatımdan çıkarmamla
devam etti. Canımın istediği şeyleri yiyememek, hele ki her emzirmeden sonra
girdiğim tatlı krizleri ve mincik bir çikolata parçası bile yiyememek beni
oldukça zorluyordu gerçekten.
Ama kafama
asla takmadım, bu geçici bir süreçti ve hayatımdaki en kıymetli varlık için
bunu yapıyordum.
Bu besin
diyetiyle de besleniyordum elbette. Aman kilo alırım endişesiyle
asla kendimi aç bırakmadım ve hiç öğün atlamadan, sağlıklı gıdalarla, alerjik
olmayan sebzemi de meyvemi de, protein ve karbonhidratımı da yiyerek düzenli bir şekilde
beslenmeme dikkat ettim. Çay, kahve gibi uyaranlardan uzak durdum. Düzenli ve dengeli beslenmek anne sütü için en önemlisi!
Kaan'ı
emzirdiğim 16 ay boyunca yanımdan ayırmadığım diğer vazgeçilmezlerim ise yine
Lansinoh marka göğüs pedlerim ve Mycey emzirme önlüğüm oldu. Bebek çantamdan
önlüğüm zaten hiç çıkmıyordu,nasıl büyük rahatlıktır o önlük!
Göğüs pedlerimi de oldukça bol yedekli
çantamda taşıyordum, göğüs ucunun çamaşırınıza değmemesi ve yara olmaması için,
göğsünüzden süt aktığında çamaşırınızın ıslanmaması için, göğüs pedi kesinlikle
kullanmanızı tavsiye ederim.
Ben
doğumdan sonraki ilk günlerde Avent göğüs kalkanını da oldukça kullandım.
Gündüzleri göğsümden akan süt orda biriktikçe boşalttım, geceleri yatarken de
göğüs pedini kullandım.
Ben Kaan'ı
ilk 6 ay sadece anne sütüyle besledim. 6.aydan sonra ek gidaların hayatımıza
girmesiyle, diğer öğünlerinde anne sütüyle beslemeye devam ettim. 7.ayda kahvaltı
öğününün beslenmemize eklenmesi ile kahvaltısını da sağdığım anne sütüyle
hazırladım. 1 yaşından sonra da ana öğünlerinin dışında emzirmeye devam ettim,
uyku saatlerinde de emziriyordum çünkü Kaan emerek uyumayı biliyor ben de
sadece o şekilde uyutmayı biliyordum. 15. aydan sonra Kaan'ın gece beslenmesini
çok arttırması, gece boyu neredeyse saat başı meme için uyanmaya başlamasıyla,
uyku düzenimiz iyice bozuldu. Her sabah ikimizde yorgun ve sinirli uyanmaya
başlayınca emzirmeyi bırakma kararı aldım, oğlumla ilgilenecek sağlıklı bir ruh
hali ilk önce ihtiyacımız olan şeydi ve 16.ayda memeyi kestik.
Emzirmenin
ve anne sütü yeterliliğinin tek sebebi bu olmasa da, stres ve kaygıyla da çok
alakalı olduğunu düşünüyorum. Buna çok inandığım için de emzirdiğim süre
boyunca gereksiz endişelere kapılıp, kendimi hiç strese sokmadım, çok şükür ki
sütü bol olan şanslı annelerden biriydim ve sağlıklı bir şekilde 16 ay oğlumu
emzirdim.
Emzirdiğiniz
süre boyunca lütfen stresten uzak durun, gereksiz kaygı ve endişelere
kapılmayın, acaba sütüm yetecek mi? sorusunu aklınızdan bile geçirmeyin,
olumsuz düşüncelerle sizi yoracak insanlardan olabildiğince uzak durun, sütün
yetiyor mu? aa yoksa arada mama mı veriyorsun? gibi sorulara kulaklarınızı
kapatın ve takılmayın, kilo alma endişesiyle aç kalmayın, kesinlikle düzenli
beslenin, her fırsatta dinlenin bu
illaki uyuyun demek değil, kendinize de vakit ayırın, bol su tüketin, sık sık ve isteyerek emzirin, sütünüzün nasıl arttığını göreceksiniz.
Herşey bir
yana, emzirememek de dünyanın sonu değil, sütünüz yeterli gelmemiş, ilk günlerde
mama vermiş, bebeğinizi çok az hatta hiç emzirememiş bile olabilirsiniz ama siz
emzirmek için elinizden gelen herşeyi yaptıysanız ve sütünüz herhangi bir
sebeple gelmiyorsa ya da artmıyorsa daha fazla üzülmenize, kendinizi suçlu ya
da eksik hissetmenize gerek yok.
Çünkü O
minik bebeğin dünyaya gözlerini açtığı o ilk günlerde, ihtiyacı olan tek şeyin
anne sevgisi ve şevkati olduğuna inanıyorum, o yüzden üzülmeyi bir kenara
bırakıp, bebeğinize sarılın, öpün, varlığınızı her an ona hissettirin yeter. Karnı
elbet doyacaktır ama ruhu sizin sevginizle doyacak...
Canim dostum benim ne kadar guzel yazmissin; tam da ihtiyacim olan zamanda :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim bitanemmm, ne mutlu bunları duymak :)
Sil